Engels’in ‘Ulusallık’ ve Panslavizm kavramına bakışı | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Ulus öncesi topluluk oluşumlarının, bir başka deyişle, ön ulusun, ulus niteliği kazanmasında ortak iletişim dili güçlendirici bir işlev görür. Öte yandan, Engels’in ‘Feodalizmin Çöküşü ve Burjuvazinin Yükselişi’* (1884) adlı yazısında vurguladığı gibi, erken Ortaçağın “halklar karmaşasından zamanla ön uluslar (ulus öncesi oluşumlar)” belirginleşmeye başlamıştır. Bu, “bir zamanlar Roma illerindeki yenilenlerin yeneni, köylüler ve kentlilerin Alman … Read more

Yazınsal yorum, alımlama ve eleştirisi | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Latince ‘interpretatio’ kavramının Türkçe karşılığı olarak kullanılan yorum, bir yazınsal metni bütünlüğü içinde anlama ve anlamlandırma denemesidir. Çoğu kez Yunanca ‘hermenia’, ‘serimleme’ kavramıyla karşılanabileceğini düşündüğüm ‘yorum’, yazınsal değerlendirimin taşıyıcı kavramıdır. Yorumlama etkinliği ve bu etkinliğini sonucu olan ‘ürün’, diyesi yorum metni anlamında yorum(lama), yazınsal metne ilişkin her türlü açıklama, serimleme ve çözümlemeyi kapsar. Dolayısıyla, yorum, … Read more

Prof. Dr. Onur Bilge Kula: “Üniversite kavramının özü, kurumsal özerklik ve akademik özgürlüktür.”

Söyleşi: Can Öktemer Prof. Dr. Onur Bilge Kula‘nın “Aydınlanma Eğitim Felsefesi, Eğitim ve Bilimin Sefaleti” adlı kitabı geçtiğimiz günlerde Tekin Yayınevi’nden yayımlandı. Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyat bölümünde dersler vermekte olan Onur Bilge Kula, son kitabında Aydınlanma fikriyatıyla, özgür düşünceyi, üniversite kavramını tarihsel bir süreç haritası çizerek anlatıyor. Kula’yla son kitabını konuştuk. Aydınlanma Eğitim … Read more

Hakikati anlatmak için, baskı ve sömürüye karşı savaşmak gerekir | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Friedrich Engels’in ‘Alman Köylü Savaşları’ adlı kitabında yer alan çözümlemeleri, bu savaşların kahramanlarını ve bunların düşünsel tavırlarını ve eylemlerini bilmeksizin, Marx’ın bu önemli mektubu değerlendirilemez. Mektupta yer alan Luther ve Münzer anıştırışı önemlidir; çünkü bu iki din bilgini ilk başlarda Köylü Ayaklanmalarının önderleridir. Olayların gelişimi içinde Luther, ayaklanan köylülere ihanet eder ve egemen sınıfların yanına … Read more

Marx: Okumak, yazınsal beğeniyi yetkinleştirir | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Okuma eylemini “en az yazmak denli” önemli bulan Marx’a göre, yetkili yazar varsa, yetkili okur da olmalıdır. Yetersiz ve niteliksiz doktora tezleri “halk ile tin, yaşam ile bilim, özgürlük ile insan” arasına girmektedir; Alman yazınında Lessing yetkin yazardır (Karl Marx ve Dünya Edebiyatı s. 52- 53); çünkü bu yazar yapıtlarında toleransı, çoğulculuğu, insancılığı, eleştirelliği ve … Read more

Marx ve dünya edebiyatı | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

‘Karl Marx ve Dünya Edebiyatı’[1] adlı kitap, Kant ve Hegel’den sonra Marx’ın sanat ve yazına bakışını ele almamı kolaylaştırdı. Yazın bilimci J. J. Prawer, anılan kitabının amacını, Marksist bir yazın kuramı kurmak olmadığını, Marx’ın yazınsal birikimini ve yazın eleştirisine ilişkin kavramları, kendi kuramsal açımlamalarında nasıl kullandığını göstermek olarak belirler. Bütün yazınsal türlerde kapsamlı okuma ve … Read more

Bir yazar kendi yazdıklarını okurken niçin suçluluk duygusuna kapılır? | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Olumlu bir öz-değerlendirme, özgüveni sağlamlaştırır. Bu ilke, Woolf’ta belirgindir. Yazma planından ve zamanlamasından ödün vermeyi hiç hoşlanmayan Woolf kendini ‘zeki bir kadın, çağdaş bir kadın’ olarak niteler ve bu niteliğiyle erkekleri gerilettiğini düşünür (12 Nisan 1919). Kadın duyarlılığı yüksek olan bu yazarın ‘erkeksi hava huzurunu kaçırmaktadır.’ Erkekler ‘daha çok aptallığa benzeyen bir bakış açısıyla gurur … Read more

Yazarın iç dünyası, yazınsallaştırma sürecine nasıl yansır? | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Nitelikli yazın okuyucusu ve araştırmacısı, bir yazarın yazınsal yapıtlarını nasıl tasarımladığını, kurguladığını ve yazdığını merak eder. Bir yazınsal yapıtın tasarımı, kurgulanımı ve yazınsallaştırımı tümüyle öznel bir çalışmadır. Söz konusu katıksız öznellik, anılan aşamaya ilişkin kesin bir şey söylemeyi olanaksızlaştırır. Bu nedenle, bir yazarın günlüklerinde ya da söyleşilerinde yazınsallaştırma aşmasına ilişkin bilgi vermesi ve diğer yazarların … Read more

Dil, bilinçleri yönlendirmek amacıyla araçsallaştırılabilir | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Dil, düşünmenin, sanat ve bilimi geliştirmenin, insanın özgürleşmesinin dolayımı olarak kullanıldığı gibi, yönlendirme ve güdüleme aracına da indirgenebilir. Dilsel kurgulama ve tasarım, düşünmeyi biçimlendirir. Her türlü düşünce ve düşüncenin anlatımı, dilin düzenlenmesiyle, bir başka deyişle, amaçlı olarak kurgulanmasıyla olanaklıdır. Politik amaçlar için dilin araçsallaştırılması, dilsel kurgulamanın, düşünmeyi etkileme gücünü, tekil bilinçleri yönlendirme ve güdüleme gücünü … Read more

Hegel’e göre, yazmak ve yazınsal sanat yapıtı nedir? | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Yazmak, yazanın her şeyden önce tinsel-duyusal öz-yapısını, öz-bilincini dışa vurduğu bir eylem ve/veya etkinliktir. Yazma eylemi, kaçınılmaz olarak duyumsama ve tinselleştirme gücünün birliğinin ve etkileşiminin bir türevidir. Dolayısıyla, yazılan şeyin tinsel-duyusal yetkinliği, estetik niteliği ve tadı, yazanın, duyumsama ve tinselleştirme gücüne, estetikleştirme becerisine ve yetkinliğine bağlıdır. Yazmak, dili biçimlendirmektir. Dil ise, tinsel emeğin veya çalışmanın, … Read more

Hegel, sanat yapıtını nasıl tanımlar? | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Sanat, bir tasarımlama, kurgulama, biçimlendirme etkenliği ve edimidir. Bu nedenle de oluşumsal ve ülküseldir. Hegel, bu kapsamda ülkü kavramını estetik ile ilişkilendirerek, sanat biçimlerini temel alarak, sanatın yapısal belirlenimiyle ilgili olarak ölçü koyucu önermeler geliştirmiştir. Anılan düşünür, estetiğin bu temel kavramını salt “idenin duyusal görünüşü” olarak değil, aynı zamanda “idenin yaşamı”, “var-oluşu” ve “canlılığı” olarak … Read more

Soykırımı savunarak, sanata ve yazına ihanet eden Peter Handke protesto edilmeli, okunmamalıdır | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Avusturyalı yazar Peter Handke’ye Nobel Yazın Ödülü verilmesi, doğal olarak bütün dünyadaki yazın çevrelerinde tartışmalara neden olmuştur. Tartışmaları olağan saymak gerekir; çünkü sanat, dolayısıyla da yazın, hangi neden ve gerekçeyle olursa olsun, insan kıyımını, soykırımı savunamaz.  Peter Handke, Sırp diktatör Miloseviç’in Bosna-Hersek’te soykırım yapmasına karşın, bu kitlesel öldürücü ve soykırımcıyı desteklemiştir. Böylece, sanatı ve yazını, … Read more