Yıldıray Karakiya’ya 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Kasım 13, 2019

Yıldıray Karakiya’ya 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1.Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çocuk kitaplarını çocukluğumdan beri, diğerlerini daha kısa zamandır okuyorum. Sanırım çocuklara yönelik içerik üretmeye (yazmak yerine böyle diyorum, çünkü başka yazar ve çizerlerle çalışıp çocuklar için dergi ya da kitap da hazırlıyorum) yakınlığımın nedenlerinden biri bu. Bir başka neden şu: Yetişkinlere yazarken iki kalem kıvırtıp ortaya bir buçuk laf salatası, sağdan esen efsunlu mor bir rüzgar, acık gizem, biraz empati, tatlı bir cinsel gerginlik falan filan çıkarabiliyorsanız, okunuyorsunuz. Oysa çocuklar yetişkinler kadar kolay kandırılmıyor. Beğenmiyorlar, ilgilenmiyorlar ve konu kapanıyor. Yazdığınızı yayıncınız okullara pazarlayabilmiş ve dolayısıyla çocuklara zorla okutturabilmişse, kitabınız okunuyor. Yoksa çocuklar sizi fark etmiyorlar bile. Bu durum da çocuklara yönelik içerik üretmeyi daha çekici hale getiriyor. Daha çok icat yapmanız, daha çok formül bulmanız, daha çok takla atmanız gerekiyor. Mücadelenin büyüklüğü çok çekici yani.

2.Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Okuduğum ilk çocuk kitabı hangisiydi hatırlamıyorum. Ama bende iz bırakanlar arasında okuma sırama göre en eski tarihliler arasında Gizli Yediler, Afacan Beşler ve Şeytan Çekiçleri var. Bunlar da ilkokul iki ya da üçüncü sınıf dolaylarından başlar. Ondan öncesi annemin ve ablalarımın anlattığı birkaç hikaye, masal… Tarihini çıkaramıyorum ama çocukluğumun bir yerinde roman yazmaya karar verdiğimi, masanın başına geçtiğimi, birkaç saat uğraşıp Afacan Beşler ya da Gizli Yediler’in bir macerasının kötü bir özetini yazdığımı anımsıyorum. İnsan başka nasıl bir iz ister ki…

3.Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Olmadı. Benim daha çok hala yazmadığım için hayıflandığım kitaplar var. Ha, bir gün oturup yazarsam, “İyi ki yazmışım,” der miyim ya da birileri öyle bir kitabı okuduğuna sevinir mi, bilmiyorum. Sanırım yazmamak bu konuda kesin bir güvenlik sağlıyor. Öte yandan okumaktan büyük mutluluk duyduğum yüzlerce kitap var.

4.Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Elimden geldiğince çok çocuk kitabı okumaya çalışıyorum. Bu nedenle son okuduğumu değil de, son okuduklarım arasından “Sahi Nedir Faşizm?” hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Adından da anlaşılacağı gibi, çocukların gönlünü eyleyecek tatliş bir hikaye söz konusu değil. Yakın geçmişte dünyayı birbirine katmış, milyonlarca sivili canından eden bir savaşın motivasyonu olmuş, üstelik de söz konusu savaşın sonunda iki bombayla katledilen yüz binleri hesaba dahil ettirmeyecek denli sinsice varlığını sürdürmüş lanetli bir dünya görüşünü çocukların fark etmesini sağlamak için yazılmış bilimsel ama acıklı bir kitap bu. Çizgi roman tekniklerini konusunu anlatmak için devşiren, şiddeti gözler önüne serecek dozda sert sahnelerden (hele yaşananlar göz önünde bulundurulursa…) çekinmeyen, bu zorlu meseleyi indirgemeden ama ustaca sadeleştirerek veren başarılı bir çalışma var elimizde. Kitap, İsveçli tarih doçenti Lena Berggren tarafından yazılmış, İsveçli Kalle Johansson tarafından çizilmiş ve Türkçe baskısı Ginko Çocuk tarafından Murat Özsoy’un İsveççeden çevirisiyle yapılmış. Ne dersiniz, belki de bugün dünyaya yayılmış “İklim krizine karşı okul grevi” eylemlerini başlatan, Birleşmiş Milletler kürsüsüne çıkıp dünyanın işe yaramaz liderlerinin, devasa şirketlerin yöneticilerinin ya da olup biteni umursamayan tüm yetişkinlerin gözlerine gözlerini dikip, “Benim geleceğimi çalmaya nasıl cüret edersiniz!” diye sorabilen 16 yaşındaki, aspergerini sevdiğim İsveçli Greta Thunberg, ülkesinde çocuklara yönelik böyle cesur içerikler üretildiği için dimdik duruyordur.

edebiyathaber.net (13 Kasım 2019)

Yorum yapın