Yazarın Odası: Onur Bütün | Meltem Dağcı

Mayıs 2, 2019

Yazarın Odası: Onur Bütün | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Onur Bütün’ü, arkadaşı Zeynep Feryal Şener’le konuştuk.

1) Yazılarını nerede oturup yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Ağırlıkla evinde çalışır. Çok planlı ve disiplinlidir. Yeni bir dosya üzerine odaklandığında saatlerce evde vakit geçirir. Okumak içinse dışarıda zaman geçirir. Çalıştığı kafelerdeki garsonlar neredeyse sabit bir masayı erkenden gelip kaptığını bilir. İlginç bir anımız yok ama yazarken heyecanla arayıp mailime gönderdiği bir öyküsünü, araştırma yazısını ve özellikle kitap eleştirisi yazılarını bana okutur, fikrimi alır, bunu başka bazı arkadaşlarına da yapar. 

2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Yeni ya da eski basım kitaplar üzerine konuşuruz sık sık. En son İstanbul’a geldiğinde bende kaldı, ben evde değildim. Kütüphanemden feminizm temalı kitaplar ve dergiler bulmuş, onları aldı götürdü mesela. Ben de geçen yaz okuması için ona bazı kitaplar önermiştim. Kelimeleri, cümleleri, etkilendiğimiz yazarları, özellikle kadın hareketi üzerine yazılmış metinleri konuşuruz.           

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Kitabının adından, yazdığı yazıların bir bütün olarak eleştirisine kadar pek çok şeyi açar ve tartışır. Yukarıda da söz ettiğim gibi bunu bazı arkadaşlarıyla mutlaka yapar. Yazılarını sürekli tekrar tekrar okur, yazar, bozar ve temiz bir metin çıkarmak için uğraşır. Aklına yatan önerileri mutlaka değerlendirir. 

4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Dışarıda ve evde çalışırken özellikle kulaklık takarak müzik dinler. Bu seçimiyle, dış dünyadan uzaklaştığını ve daha iyi odaklanma sağladığından söz eder. Piyano öğretmeni olduğu için müzikle arası çok iyidir. Öykü kitabı “Gülümsemeler” de yazım sürecinde dinlediği ve çaldığı eserleri bir “Müzik Kutusu” hazırlayarak kitabının sonunda okurlara da sundu. Çalıştığı dosyanın ayrı bir kütüphanesini oluşturur. Kartonlara kurgusunu yazar ve onu da arkadaşlarıyla paylaşır. Ve genellikle bu süreçleri bizimle paylaşırken çok heyecanlıdır. Uzun süreler oturarak çalıştığı için her gün uzun yürüyüşler yapar. İstanbul’da yaşarken haftanın üç-dört gününü kitabevlerinde, sahaflarda veya kütüphanelerde geçirirdi. Şimdi Ayvalık’taki en büyük derdi bunlardan uzak olması. 

5)   Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

En son elinde gördüğüm kitap, Engin Barış Kalkan’ın “Anonslu Kaset Doldurulur” isimli kitabıydı, hatta üzerine bir de yazı yazdı. Bana ve arkadaşlarına göndermişti yazı yayınlanmadan. Yeni çalışması için okuduğu birkaç kitap da aklımda. Eril Tahakküm/Pierre Bourdieu, Cinsellik Nedir? /Alenka Zupancic ve Deli Aşk/Peride Celal.

edebiyathaber.net (2 Mayıs 2019)

Yorum yapın