Yazarın Odası: Müge İplikçi | Meltem Dağcı

Haziran 27, 2019

Yazarın Odası: Müge İplikçi | Meltem Dağcı

Fotoğraf: Lütfi Özgünaydın
Fotoğraf: Lütfi Özgünaydın

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Müge İplikçi’yi, yakın arkadaşı Gülümsün Tansev’le konuştuk.

1) Genelde nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Müge İplikçi yazılarını genelde en kalabalık, en gürültülü ortamlarda yazar. Örneğin bir kafe, ya da bir otobüs kolaylıkla onun yazı alanı olabilir. Bunu nasıl başardığını sorduğumda, “Ben o kalabalığı ne görürüm, ne de duyarım. Kendi yazdıklarıma kapılır, dış dünyadan uzaklaşırım” demişti. Mutfak tezgâhı esinle dolduğu yerdir. Bir konuşma sırasında  en güzel fikirlerin mutfakta aklına geldiğinden söz etmişti. Ancak ince ayrıntıların ve son düzeltmelerin yapıldığı yer ofisidir. Burada kendiyle baş başa kalarak yazılarına en son ve mükemmel biçimi verir.

2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Okuduğumuz kitaplardan beğendiklerimizi mutlaka karşılıklı öneririz. Sinemalar, köşe yazıları her zaman ilgi alanındadır. Müge İplikçi toplumsal olayların takipçisidir.  Genellikle güncel gelişmeleri konuşur paylaşırız. Toplumun her kesiminde yaşananlar eserlerinde minimal boyutta, ancak derinlemesine irdelenmiştir.

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Müge İplikçi durup dinlenmeden çalışır. Çalışmaktan yorulmaz, adeta onunla beslenir. Temposu ve devinimi bütün kitaplarına yansımıştır. Bazen ona biraz dinlenmesini öneririm. Son kitabını okurken beni derinden etkileyen cümlelerini kendisiyle paylaştığım gibi yazıyorum.

  • Ne yaz ne kış, olsa olsa kahve mevsimi.
  • Zaman hızla eskiyor.
  • Hangi hayatlara saklanıp kalmış fal?
  • Deniz kendini sise saklar.
  • Yaşamı soğuran bir ambalaj; tabut.

4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Bir numarada çay vardır. Her zaman sıcak, her zaman demli bir bardak çay kalem tutan elinin hemen yakınındadır. O çay bazen unutulup soğuyabilir. Müge İplikçi hemen düşünceli ve dalgın bakışlarla masadan kalkar, masanın etrafında hızlı bir tur attıktan sonra çayını tazeler. Yeniden yerine geçip oturduğunda yepyeni bir cümle daha eklenir kitaba. Yazarken Meditasyon ve Zen müziği dinlemeyi sever. Nostaljik görünse de kurşun kalem ve silgiden vazgeçemez.

5)   Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

En son okuduğu iki kitabı bana da önermişti:

1) Bozuk Saat- Irmak Zileli

2) Polar Yeleğin Dünya Seyahati- Wolfgang Korn

edebiyathaber.net (27 Haziran 2019)

Yorum yapın