Vedat Türkali “Eski Filmler”i anlatıyor

Ağustos 13, 2018

Vedat Türkali “Eski Filmler”i anlatıyor

Vedat Türkali‘nin “Eski Filmler” adlı kitabı Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

“Ertesi günü senaryoyu getirdi Türkân (Şoray); bana teksle ilgili öyle sorular yöneltti ki, gerçekten şaşırdım. Okuduğu bir şeyin sorulacak yerlerini bulup çıkarmak, okurun yeteneğini belirten önemli bir ölçüdür. Kuşkuya düştüm. On altı yaşındaki bu kız, birine okutmuş, ondan öğrenmişti soracağı yerleri, sorma biçimini. Üsteledim, soruşturdum biraz; belli ki kendi çalışmıştı senaryo üstünde. Bir gecede, nerde, kime okutacaktı Fatih’te bir zemin katında anasıyla kalan bu fukara kızcağız?… Otobüs Yolcuları filmi, başta yönetmen Ertem Göreç olmak üzere, hepimiz gibi, genç Türkân Şoray’ın da başarı filmi oldu.”

“Sinemada zaman, film şeridinin makine önünde kayması gibi akıp gider. Bir filmin yapımından önce, günleri, geceleri kaplayan ne coşkulu konuşmalar, ne tatlı söyleşiler yaşanır.”

“Sanatta her yeni atılımı, denemeyi ilgiyle anlamaya, doğru değerlendirmeye, en azından hoşgörüyle karşılamaya çalışmaktan yanayım öteden beri.”

“Eski filmler sözü, kimi küçümsemeyi, kimi özlemi verir… Bıraktıklarımızın, Türk Sineması’nın geçmişiyle ilgilenenler için güvenilir belge niteliği taşıması gerekliliğine inanıyorum.”

“Dört senaryo var bu kitapta: Otobüs Yolcuları, Karanlıkta Uyananlar, Umutsuz Şafaklar, Bedrana. Üçüncü senaryonun apayrı bir serüveni oldu: Çalındı, bir şirketçe Batsın Bu Dünya adıyla film yapıldı.”

Vedat Türkali

Vedat Türkali

Asıl adı Abdülkadir Pirhasan. 1919 yılında Samsun’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nü bitirdi. Maltepe ve Kuleli Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951’de siyasal eylemlerde bulunmakla suçlanarak tutuklandı. Askeri mahkeme tarafından dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yedi yıl sonra koşullu olarak serbest bırakıldı. Vedat Türkali 1944-1950 yılları arasındaki ağır baskı döneminde devrimci sanat çevrelerinde ilk kez el altında dolaştırılan gizli şiirleriyle (özellikle “İstanbul” şiiri ile) tanındı. Şiir uğraşlarını gizlilik döneminden sonra düştüğü hapishane süresince de sürdürdü. Bütün şiirleri Bekle Bizi İstanbul (Eski Şiirler Yeni Türküler) 1979 yılında yayımlandı. 1958 yılında cezaevinden çıktıktan sonra sinema alanında çalıştı. 40’ın üzerinde senaryo yazdı ve üç filmin yönetmenliğini yaptı. Senaryolarını Vedat Türkali takma adıyla yazıyordu. Film alanındaki emekleri günümüz Türk Sineması’nda seçkin bir yer tutar. Geniş izleyici yığınlarını da saran bu çalışmalarının genç Türk Sineması’nın oluşum ve gelişiminde etkin bir yeri olduğu bilinen bir gerçektir. Bu Gemi Nereye (1985) adlı düzyazı, söyleşi ve soruşturmalarından oluşan kitabı, Türk Sineması üzerine araştırma yapacaklar için kaynakça niteliğindedir.

Önsözlerinde Türk Sineması’nın yapısı ile ilgili önemli açıklamaları içeren iki senaryo kitabı var: 1. Üç Film Birden (1979; Bedrana, Kara Çarşaflı Gelin, Analık Davası) 2. Eski Filmler (1984; Otobüs Yolcuları, Karanlıkta Uyananlar, Güneşli Bataklık, Umutsuz Şafaklar). Yazdığı dört tiyatro oyunu, ulusal gelenek ve değerlere dayanan oyunlar olarak (ikisi türkülerle işlenmiş epik yapıda) özgün öncü nitelikler taşır. 141. Basamak, 1970’de Ankara’da sergilendi. Bu Ölü Kalkacak, 1976 yılında İstanbul Belediye Şehir Tiyatrosu’nda sergilenirken yasaklandı. Dallar Yeşil Olmalı, 1985’te yayımlandı. Yazdığı son tiyatro oyunu olan Şeytanın Kaşık Oyunları (2000) deprem konusunu işlemektedir. Bu dört tiyatro oyunu, Tiyatro Oyunları adıyla Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

1974 yılında yayımlanan ilk romanı Bir Gün Tek Başına’da 27 Mayıs askeri darbesi öncesindeki Türkiye aydınlarının bunalımlı çıkmazını sergiler. Bu roman sanatsal ve yazınsal görüşlerinden ödün vermeden sinematografik özelliklerin romana aktarıldığı üstün başarılı bir yapıt olarak heyecanla karşılanmıştır.

Vedat Türkali, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Barış Derneği yöneticilik ve üyeliklerinde bulundu. Aydınlar Dilekçesi ve Barış Derneği davalarından yargılandı.İkinci romanı Mavi Karanlık ağır koşullarda aydınlar arası hesaplaşmaya dayanan umutsuz bir sevi romanı olarak 1983’te yayımlandı. Üçüncü romanı Yeşilçam Dedikleri Türkiye (1986) için Türk romanında bir dönüm noktasıdır denebilir. Bu yapıtında da Türkali, bir tarih parçasının karmaşasındaki Türkiye’nin çelişkilerle yüklü acı tatlı serüvenini bölüşen tanıklarıyla yüz yüze getiriyor okuyanları. 1990’da yayımlanan Tek Kişilik Ölüm, gerçek kişilere ve gerçek olaylara dayalı bir dönem romanıdır. Daha sonraki on yıl boyunca Türkiye Komünist Partisi’nin tarihi niteliğindeki, İkinci Dünya Savaşı döneminin siyasal yapısının sergilendiği Güven (2005) adlı iki ciltlik romanını yazar. Bu romanı rahat yazmak için 10 yıl Londra’da kalır. Komünist (2001) adlı bir anı kitabı vardır. Bu kitap çocukluğundan ve tutuklanma sürecine kadarki yaşamından kesitler içerir. 2004 yılında yayımlanan ve ayrıksı bir aşkı anlatan Kayıp Romanlar adlı romanı ise ’90’lı yıllar Türkiye’sini, siyasi sürgünden ülkesine dönen emekli bir doktorun gözünden anlatır. Bir İstanbul romanıdır ancak romanın akışı İstanbul’dan Diyarbakır’a, oradan da İsviçre’ye kadar uzanır. Yalancı Tanıklar Kahvesi (2009), 12 Eylül’e giden süreçte geçer. Kökleri o yıllara dayanan ve ağırlığını günümüzde çokça hissettiren toplumsal ve siyasal gelişmeler, çatışmalar, toplumsal güç olarak din ve sendikalaşmalar gibi konuların ve olayların sağlam bir fon oluşturduğu roman, 12 Eylül darbesine doğru giderken, kahramanlarının hayatları üzerinden farklı bir bakış açısı getiriyor. Önce film ve daha sonra 80 bölümlük TV dizisi olarak oldukça ses getiren Fatmagül’ün Suçu Ne? 2011 yılında roman olarak yayımlanmıştır. İlk baskısı Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan Bitti Bitti Bitmedi (2014) romanında ise Türkiye’nin tartışmalı konularından olan Ermeni meselesini de mercek altına almıştır. Bunların dışında düzyazıları, söyleşileri, savunmaları Tüm Yazıları Konuşmaları (2001), Tüm Yazıları Konuşmaları 2 (2014) adlı kitaplarda toplanmıştır. Ayrıca yazarın Kürt sorunu ile ilgili yazıları Özgürlük İçin Kürt Yazıları (2002), Özgürlük İçin Kürt Yazıları 2 (2014) adlı kitaplarında yer almaktadır.

Vedat Türkali, senaryoları, oyunları ve romanları ile ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül almıştır. Bir Gün Tek Başına adlı romanı ile 1974 Milliyet Roman ödülü ve 1976 Orhan Kemal Roman ödülü; Çekoslovakya’da Carlovy Vary Film Festivali’nde Bedrana filmiyle, 1982 Cidale, Güneşli Bataklık ile 1982 sendika ödüllerinden başka Dallar Yeşil Olmalı oyunu ile de 1970 TRT Sanat ödüllerini almıştır. 1 Mayıs 2004-1 Mayıs 2005 yılı, aydınların, sanatçıların, kültür sanat kurumlarının ve insan hakları savunucularının katılımı ile “Vedat Türkali Yılı” ilan edilmiştir. Çok çeşitli etkinliklerle geçen bu bir yıl, ilk kez yaşayan bir aydına armağan edilmiştir. Vedat Türkali, son olarak 2016’da Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği, ilkini Yaşar Kemal’in, ikincisini Zülfü Livaneli’nin aldığı “Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü”ne layık görüldü. Edebiyatın çeşitli alanlarında muntazam eserler yaratan Vedat Türkali, 29 Ağustos 2016’da aramızdan ayrıldı.

edebiyathaber.net (13 Ağustos 2018)

Yorum yapın