Savaşsız bir dünya düşleyenlere… | Mehmet Özçataloğlu

Temmuz 15, 2019

Savaşsız bir dünya düşleyenlere… | Mehmet Özçataloğlu

“… Baba, savaş ne demek?/ Sevgisizlik demek, dedi babası./ Sevgisizlik ne demek?/ Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevememek demek. Sevme yeteneğinden yoksun olmak demek./ Ağaçları da mı?/ Ağaçları da./ Ama ağaçları nasıl sevmez ki insan?/ Bilmem./ Çiçekleri de mi sevmemek demek?/ Evet, çiçekleri de./ Ama çiçekleri nasıl sevmez ki insan?/ Bilmem./ Ben savaşı sevmiyorum, dedi kız./ Ben de, dedi babası./ Çünkü ben ağaçları çok severim. Çiçekleri de severim. En çok da çocukları severim./ Ben de, dedi babası bir kez daha. Gözleri yine parlamaya başlamıştı…” (s.13-14)

Temasında savaş olan kitaplara diğerlerinden biraz daha farklı yaklaşırım. Çocuklara nasıl anlatıldığına dikkat kesilirim satırlar gözümün önünden akıp giderken. Çünkü “savaş” öyle bir anlatılmalı ki çocuklara, yaşamları boyunca barış yanlısı olmalılar bu kitapları okuyanlar. Bunu yaparken de o saf yüreklerini ezmemek, tahrip etmemek gerek. Çabuk etkilenirler olumsuzluklardan. Geceleri rüyalarına girer kâbusları olur duydukları, gördükleri, okudukları, öğrendikleri… E, o zaman anlatılmasın çocuklara diyenler de olacaktır mutlaka. Ama anlatılmalı. Mademki bu dünyada bizimle yaşıyorlar, bu dünyanın tüm gerçeklerini onlar da bilmeli. Önemli olan bu kavramların, bu gerçeklerin onlara nasıl anlatıldığıdır.

Aşkın Güngör’ün Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan “Baba Savaş Ne Demek?” adlı kitabını da bu düşüncelerle aldım elime. Kapağındaki yeşil, tombul, sivri dişleri olan yaratık savaşın iyi bir şey olmadığının ipuçlarını veriyor aslında çocuklara. Ama tam olarak bağlantı kurmalarını sağlamaya da yetmez. Giriş bölümündeki alıntı bu kitaptan. Şiir gibi bir diyalog olduğunu satırları buraya alırken fark ettim tam olarak. En kolay ve en kısa şekilde ifade etmiş yazar. “Savaş sevgisizlik demek!” Birbirimizi ötekileştirmesek, sevebilsek savaşlar olmazdı zaten.

Kitap beş öyküden oluşuyor. Beş öyküde beş farklı savaş anlatısı. Hepsi de korkutmadan, ürkütmeden savaşın yıkıcılığını gösteriyor çocuklara/ okurlara.

Arka kapaktan da şöyle sesleniyor kitap: “Barışa koşmak için savaşın yıkıcılığını görmek gerekebilir. Babasının gözlerinde hem sevgi denen kanatlı arıyı hem de savaş denen çok dişli yaratığı gören küçük bir kızın masumiyetine tanık olmak için insansız dünyada can bulan eşyaların hayatı sorgulamasını gözlemek için… Sadece ağaçlarla gölgelerinin değil, güvercinlerin ve doğanın kendisinin de barışa duyduğu özlemi izlemek için… Eski zamanlardan bugüne barışın mesajını getiren bir yapay zekânın yakarışlarını dinlemek için… Barışı tüm dünyada mümkün kılmak için…”

Bu son tümce çok önemli kanımca. Barışı tüm dünyada mümkün kılmak için günümüzü değiştiremiyorsak, geleceğimizi şekillendirmeliyiz. Geleceği şekillendirmek için de kitaplardan destek almalıyız. Aşkın Güngör’ün “Baba Savaş Ne Demek?” adlı kitabı bu destek kitaplara bir örnek olsun. Ve daha nice benzerlerini çocuklarla buluşturmalıyız. Daha güzel bir dünya, daha güzel bir gelecek çocuklara borcumuzdur!  

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (15 Temmuz 2019)

Yorum yapın