Sanki bizim Bacaksız | Mehmet Özçataloğlu

Ağustos 6, 2018

Sanki bizim Bacaksız | Mehmet Özçataloğlu

Çocuklar için yazılan dizi kitaplar her zaman ilgi çekmeyi başarmıştır. Pıtırcık, Saftrik Greg, Pippi Uzunçorap dünya çocuk edebiyatından bende iz bırakanlar. Yerli edebiyatımızdansa hemen aklıma gelen “Bacaksız” olur. Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz ve eskimeyen eserlerinden olan bu kitapları bugün yine aynı keyifle okurum. Peki, bu karakterler neden iz bıraktı, unutulmadı hâlâ, diye düşününce, “yüzümüzü güldürmelerinden olsa gerek” diyorum. Çocukluk döneminden itibaren can sıkan yaşantıdan bir kaçış fırsatı olduğundan. Hababam Sınıfı’nın hâlâ kahkahalarla izlenmesinin nedeni ne ola ki? Sistem eleştirisi kendi başına yeterli bir yanıt olamaz. İçindeki mizahtır öne çıkaran bu eserleri. Mizah barındıran her kitabı belleğimize de kazımıyorsak farklı bir büyülerinin var olduğunu söyleyebilirim bu karakterlerin ve kitapların.

Bugünlerde bu karakterlere bir yenisinin daha eklendiğini düşünüyorum. Adı, Franz. Christine Nöstlinger’in yazdığı ve Günışığı Kitaplığı’nın çocuklarla buluşturduğu dizi şu an iki kitap olarak önümüzde olsa da dört kitaba tamamlanacak. Daha uzun soluklu olmasını da dilerdik ama artık olanaklı değil bu. Geçtiğimiz ay Christine Nöstlinger aramızdan ayrıldı. Çocuklar ve çocuk edebiyatına yakından bakanlar yazarı, “İşte Şimdi Hapı Yuttuk”, “Curcuna Evi”, “Konrad ya da Konserve Kutusundan Çıkan Çocuk”, “Kim Takar Salatalık Kralı”, “Konuk Değil Baş Belası”, “Arkadaş Dümeni” ve daha birçok kitabıyla anımsayacaklardır.

1936 Viyana doğumlu yazar, Viyana Uygulamalı Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görmüştür. 100’ün üzerinde kitabı yayınlanan yazar 1973 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’nün de sahibidir. Aynı zamanda içinde 1984 Hans Christian Andersen Ödülü ve 2003 Astrid Lindgren Anma Ödülü’nün de yer aldığı önemli ödüller Nöstlinger’in yazarlık serüvenini taçlandırmıştır. 28 Haziran 2018’de aramızdan ayrılan yazarın dilimizdeki en yeni ve son kitapları da “Franz” dizisi olmuştur.

“Franz ve Köpek Hikâyesi”, “Franz ve Futbol Hikâyesi”, “Franz ve Dedektiflik Hikâyesi”, “Franz ve Arkadaşlık Hikâyesi” diziye ait dört kitap. İlk kitap “Köpek Hikâyesi.” Bu kitapla birlikte Franz çabucak yaşamımıza giriyor, kendini sevdiriyor. Sarı, kıvırcık saçlarıyla kendine has bir sevimliliği var zaten. “Köpeklerden çok korkan Franz, yalnızca iri ve sivri dişli olanlardan değil, kuyruğunu sallayan küçük köpeklerden bile çekiniyordu. Öyle ki manav tezgâhının önünde yatan köpeğe yaklaşamadığı için annesine manavda limon kalmadığı yalanını da söylemiştir. Bir gün arkadaşı Egon’un yatağının altından kocaman, kahverengi bir köpek çıkıverdi. Franz korkudan taş kesilse de Berta adlı bu köpeğin tavrı onun korkularını yenmesini sağlayacaktı. O andan sonra keyifli bir serüvenle baş başa kalıyoruz. Franz’ı hem tanıyor hem de seviyoruz bu kitapta.

Dizinin ikinci kitabı; Franz ve Futbol Hikâyesi. Bu kitapta, erkek arkadaşlarıyla futbol oynamaya imrenen fakat onlar tarafından kabul görmeyen Franz’ı okuyoruz. O da ağabeyi Josef gibi uzun boylu, güçlü ve cesur olmak istiyor. En çok da onun kadar müthiş bir futbolcu olmayı hayal ediyor. Fakat son maçta, alnına şiddetli bir top darbesi alınca zayıf bulunur ve takımdan atılır. Bu durum Franz’ı çok üzse de pes etmeyecektir. Yan sınıfın kızlarının kurduğu futbol takımında çalışmalarına devam edecektir. Sonrası yine eğlenceli bir serüven.

Bu dizi okumaya yeni başlayan çocukların elinden bırakamayacağı kitaplardan oluşuyor. Birbirinden bağımsız okunabilmesi de güzel. Nöstlinger’in yazdığı, Erhard Dietl’in resimlediği, Mine Kocamanoğlu’nun da dilimize kazandırdığı bu kitaplarda arkadaşlık var, serüven var, oyun var, eğlence var. Viyanalılar’ın Bacaksız’ıdır Franz!

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (6 Ağustos 2018)

Yorum yapın