Paolo’nun eğlenceli matematik dünyası | Mehmet Özçataloğlu

Eylül 8, 2014

Paolo’nun eğlenceli matematik dünyası | Mehmet Özçataloğlu

tmpimage_1405059414.8844_1Okulda en sevilmeyen ders nedir diye sorulsa, büyük çoğunluk “matematik” diyecektir sanırım. Doğal sayılar, asal sayılar, kosinüsler, obebler-okekler vs. vs. İlerledikçe karmaşıklaşan bir yapı. Karmaşıklaşırken de zorlaşan. Dolayısıyla ezberci sisteme alışmış olan bizler için çok da sevilen bir ders olamıyor matematik.

Tatil sonlanıp okulların açılacağı şu günlerde bu soruna farklı yaklaşan bir kitaptan söz edelim istiyorum. Stefano Bordiglioni’nin yazdığı, Tolga Darcan’ın dilimize kazandırdığı, Mert Turgen’in resimleriyle can verdiği kitap Can Çocuk Yayınları tarafından çocuklarla buluşturulmuş. Adı ise “Paolo’nun Düşproblemleri”.

Paolo, beşinci sınıf öğrencisi ve tahmin edileceği üzere matematik ile başı dertte. Fakat keskin zekâsı sayesinde çözümü kendisi üretmeye çalışıyor. Daha ilk sayfalarda okudukları karşısında okurun gözleri büyüyor, yüzüne bir tebessüm yerleşiyor. Tebessümün nedeni ise Paolo’nun düşproblemleri. Tuhaf şekilli tarlalar satın alan çiftçiler, sürekli su sızdıran ama kimsenin tamir etmediği musluklar, azıcık parayla alışverişe çıkan anneler (bu bir Türkiye gerçeği aslında!). Öğretmeni, Paolo’nun problemleri anlayamadığını söylüyor. Paolo ise problemlerde bir gariplik olduğunu düşünüyor. Türkiye eğitim sisteminde de yabancısı olmadığımız bir durum bu. Çocuk başarılı ise çalışmış başarmıştır. Aksi durumda ise ya öğretmen kafayı ona takmıştır ya da dersi anlatamıyordur. Yazar Bordiglioni’nin şu anda Forli’de bir ilkokulda öğretmenlik yaptığını da okuyoruz hakkında yazılanlar arasında. Yani işin mutfağından kaleme almış tüm bu yazdıklarını. Bu da gösteriyor ki, Türkiye’de sorun olarak gördüğümüz bazı şeyler İtalya’da da yaşanıyor. Eğitimin sorunları evrenselmiş!

Kitaba dönecek olursak, Paolo’nun düşproblemlerinin ünü bir anda okula yayılır. Ve Paolo’ya küçük not kâğıtlarında, yazacağı problemler konusunda siparişler gelmeye başlar. Bununla birlikte problem yazmaya heveslenen arkadaşları da Paolo’ya rakip olmuşlardır ve buna birazcık canı sıkılmıştır.

Tüm bunlar yaşanırken öğretmenleri Bayan Bombardi’nin durumu sezmemesi için de ayrıca çaba harcamak gerekiyordu tabi. Fakat bir gün Bayan Bombardi düşproblemlerin yazılı olduğu kırmızı defterin içindekileri bir şekilde görür ve okur. Gördükleri karşısında hayrete düşen öğretmen bu zekâ pırıltısına hayran olur, deftere övgü dolu sözler yazar ve Paolo’ya defteri ailesine okutmasını söyler. Yazılanlardan habersiz olan Paolo korkarak babasına okutsa da sonrasında yaşananlar çok şık ve ince bir eğitim sistemi eleştirisidir.

“Paolo’nun Düşproblemleri”, mizah yüklü, nefes nefese okunacak bir macera. Paolo’nun sıradışı matematik problemleri özellikle matematik sevmeyenleri kitaba çekecektir. Çekmekle kalmayıp “işte bu!” dedirterek kitapla sarmaş dolaş bir hale getirebilir.

Ama bir şeyi açıkça belirtmek/itiraf etmek gerekirse bu kitabı çocuklardan daha çok öğretim programlarına sıkı sıkıya bağlı ders işleyen öğretmenlerin okuması gerekir. Köhnemiş, yaz-boz tahtasına dönmüş eğitim sistemimiz için daha iyi olacaktır.

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (8 Eylül 2014)

Yorum yapın