Mevsim Yenice’ye 6 soru | Can Öktemer

Mart 16, 2018

Mevsim Yenice’ye 6 soru | Can Öktemer

Hazırlayan: Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Witold Gombrowicz’in Taammüden Cinayet isimli kitabını okudum. “Uzun öykü” diyebileceğim bir metindi. Bir oturuşta bitiveren, keyifli, akıcı ve sade diliyle okuru zorlamayan kısacık bir kitap. Aklımızın, bilincimizin hatta kalbimizin baskı altında kaldığında ne gibi tepkiler verebileceğinin altını çizen Witold Gombrowicz, adalet sistemindeki boşlukları ve sistemin kolay bozulabilir yapısını ironik bir dille eleştirmiş. Yazarın diğer eserlerini de merak ettim. Sırada aynı yazarın “Trans Atlantik” i var, onu okuyacağım.

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Beğendiğim bir yazarın genelde tüm eserlerini okuyorum. Referans yazarın kendisi oluyor yani. Bazense, beğenisine, zevkine güvendiğim arkadaşlarımın önerisiyle bir kitaba başlıyorum. Kitap ekleri ve yorumlarda da güvendiğim birkaç eleştirmenin incelemelerini dikkate alıyorum.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Böyle hissettiğim çok kitap var ama bu soru ne zaman sorulsa aklıma en başta gelen ismi söyleyeceğim: Wilhelm Genazino – Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk

Yazar olmaya karar verdiğiniz anı hatırlıyor musunuz?

Ben herhangi bir şeye karar vermedim aslında bu konuda. Kurmacanın labirentli yapısında çıkışı bulma çabasından çok keyif aldığım için yazmaya devam ettim, süreç kendiliğinden şuan bulunduğum noktaya getirdi. Bunun adı “yazar olmak” mı gerçekten bilmiyorum, daha doğrusu bundan çok yine “bir şeyler yazıp keyif almak” durumuyla ilgileniyorum.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Bir yaratıcı yazarlık atölyesine katılmıştım, ilk kez yazdığım bir öyküyü yabancılara bizzat kendimokuyordum ve sesim titriyordu. Önümdeki seti yıkmak adına oldukça değişik ve verimli bir deneyimdi.

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Ben yazarken de okurken de, kalabalık bir ortamda olmaktan çok keyif alıyorum. Bu kulağa biraz garip geliyor ama karşımda biri bir şey anlatırken oturup yazdığım oluyor. Çok gürültülü bir ortamdan vakumla çekip alınmış gibi soyutlanabilmek bana haz veriyor.Hem oradayım, dünya yanıbaşımda, sesler, kokular, yüzler var, hem de aynı anda bir başka yerde tek başımayım gibi hissetmekten hoşlanıyorum.

edebiyathaber.net (16 Mart 2018)

Yorum yapın