Kitaplar iyidir! | Mehmet Özçataloğlu

Ağustos 15, 2016

Kitaplar iyidir! | Mehmet Özçataloğlu

mehmet fotoİnsanoğlunun şu yaşamda ne çok öyküsü var değil mi? Her an edebiyat için bir kesit aslında. Mesele onu yazıya dökebilmekte. Zaten yazıya dökmeye kalkışsak da her anı, ne kağıt ne kalem yeter yazmaya ne de bilgisayarların bellekleri depolamaya… Ama yine de yazmalı, yazılmalı! Güzel bir insanlık için kitaplar çoğalmalı, öyküler çoğalmalı.

Kelime Yayınları, 10. yılını kutladığı şu günlerde iki öykü kitabıyla selamlıyor okurlarını/çocukları. İlk kitap “Dev Uzay Canavarının Kahraman Battaniye ile İmtihanı”. Bu kitap “10. Yıl Öykü Derlemesi” ve Asya Çağlar tarafından yayına hazırlanmış. Çağlar, sunuş yazısında şöyle diyor: “10. yıl, 10 yazar, 10 öykü… Her bir öykü bir yanıyla Kelime Yayınları’nın farklılıklar içindeki birliğini, çeşitlilikler içindeki beraberliğini, hayata dair dokunuşlarındaki zenginliğini de gösteriyor diye düşünüyoruz. Bu on öyküyle Kelime okurlarına bir nebze de olsa iyi, güzel, doğru dokunuşlarla ulaşmayı umuyoruz.” Bu güzel düşünce ve umutların yerine ulaştığını düşünüyorum ben de. Peki, kimler bu on yazar? Sabine Bohlmann, Banu Bozdemir, Mustafa Hakkı Kurt, Vassilis Papatheodorou, Ayşe Başçı, Renan Özdemir, Necdet Neydim, Hafize Çınar Güner, Özlem Tokman, Andrea Valente. Tabi bir de çevirmen kimliği ile destek verenler var. Hera Reyna, Fulya Koçak, Âlâ Sivas Gülçur özenli çevirileri ile kitaba katkı koyan isimler. Resim yok mu kitapta, diye sorarsanız, o da var. Çizimler Necdet Yılmaz’a ait.

Peki, öykülerde neler var? Öykülerde dostluk var, barış var, arkadaşlık var, dayanışma var, gizem var, hayvan sevgisi var, çevre duyarlılığı var, hayal gücü var. Var da var anlaşılan. İnsana ve insanlığa yakışan, güzel olan ne varsa bu kitapta var. Zaten edebiyat da bir anlamda bunun için var, değil mi?

Kelime Yayınları’ndan bir diğer kitapsa “Okumayı Çok Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü”. Barbara Wersba’nın yazdığı, Donna Diamond’ın resimlediği kitabı Sibel Subaşı Hill dilimize kazandırmış. Bu kitabı okurken aklıma ilk gelen apartmanımızın sığınağında yer alan binlerce kitabım oldu. Nedenine gelince, bu kitap, bir yazar ve bir okurun öyküsü. Yalnız, yazan bir insan olmasına rağmen okur olan bir fare. Aynı evde yaşıyorlar ve Walter yani okur olan fare Bayan Pomeroy’un yani yazarın kütüphanesindeki kitapları okumayı çok seviyor. Bu yetenek onda doğuştan var olan bir yetenek. Bayan Pomeroy, klasik bir yazar karakterinde ve herkesten uzak, yalnız yaşamayı tercih eden biri. Fakat Walter aynı şeyleri hissetmiyor. Yazarla tanışmanın yollarını arıyor. Bir gün yazara bir not yazar ve bu sıcak dostluk yazarın da ona yanıt yazmasıyla başlar.

Sonrası sıcak bir dostluk ve paylaşım hikayesi. Walter’ın dostluğu, Bayan Pomeroy’un yalnızlığına da iyi gelir. Bayan Pomeroy bu sayede eviyle, bahçesiyle daha çok ilgilenir, çevresine daha çok ilgi gösterir. İnsanın insana yapamadığını bir farenin yapmış olması da değişik gelebilir tabi okura. Fakat en nihayetinde okuyan bir fareden söz ediyoruz. Yani kitapların gücünden ve etkisinden.

Bu kitaptan sonra, kendi kitaplarım için düşüncelere dalmadım değil. Ya sığınaktaki ziyaretçilerimiz de okumaya meraklılarsa? Kolilerimi açmaya kalkarlarsa. Bu duruma sevineyim mi bilemedim. En azından kitaplara zarar vermezler. Bir de aksi olup da sadece aç karınlarını doyurmak için kitapları keşfederlerse. Sanırım bu durum daha kötü olur. İçimden geçense her halükarda kitaplarımdan uzak durmaları…

Kelime Yayınları’ndan iki güzel kitap okurlarını bekliyor. Dünyanın bu öykülerdeki kadar güzel ve keyifli zamanlara kavuşacağı günlerin umuduyla, kitaplar iyidir diyerek sözü noktalayalım.

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (15 Ağustos 2016)

Yorum yapın