Kısa Modernler tam hız

Ağustos 15, 2019

Kısa Modernler tam hız

Mihail Bulgakov’un “Morfin” ve D.H. Lawrance’ın “Ölen Adam” adlı romanları Can Yayınları tarafından Kısa Modern dizisinden yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Kısa Modernler, modern dünya edebiyatından seçilmiş, bir oturuşta okunabilecek hızlı ve vurucu metinleri bir araya getiriyor. Olaylı yirminci yüzyıldan ufuk açıcı, yenilikçi ve cesur eserler kısacası artık bu dizide.

Morfin

Karlar altında bir bağımlılık güncesi.

Dr. Bomgard şehre atanalı birkaç ay olmuştur ki, taşradaki eski yerine gönderilen arkadaşı Dr. Polyakov intihar eder. Ölmeden önce arkadaşına bıraktığı günlükte Polyakov, ölümüne sebep olan amansız bağımlılığı  ağrıları için aldığı morfinin hayatını nasıl ele geçirdiğini ve sonunda gerçekle bağını nasıl yitirdiğini satır satır anlatmıştır. Morfin, Sovyet edebiyatının yasaklı ustası Bulgakov’un savaş sonrası dönemdeki morfinmanlık deneyiminden yola çıkarak yazdığı sarsıcı bir öykü.

Doktorlar birçok diğer ilacı kendi üzerlerinde deneyebilseler ne iyi olurdu. İlaçların etkileriyle ilgili çok daha farklı bilgilere sahip olurlardı. İğneyi yaptıktan sonra aylardır ilk defa rahat uyudum – beni aldatan kadını hiç düşünmedim bile.

Bu kitaba ilgi duyanlar için ek öneriler: Jun’ichirō Tanizaki – Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi; Yusuf Atılgan – Anayurt Oteli; Kurt Vonnegut – Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater; Vladimir Sorokin – Tipi; Géza Csáth – Afyon

#rusmodernleri #uzunöykü #maddebağımlılığı #günlük #doktorluk #rusdevrimi #birincidünyasavaşı

Çevirmen: Ergin Altay

MİHAİL AFANASYEVİÇ BULGAKOV, 1891’de Kiev’de doğdu. Genç yaşta doktorluğu bırakarak kendini tümüyle yazarlığa verdi. İlk romanı Beyaz Muhafız (1925), komünist bir kahramana yer vermediği gerekçesiyle Sovyet resmî çevrelerince büyük tepkiyle karşılandı. Sovyet toplumunu eleştiren yergili fantezilerin yer aldığı Şeytanî’de (1925) resmî çevrelerin eleştirisine uğradı. Bul­gakov aynı yıl sözde bilim üstüne bir yergi niteliğindeki Köpek Kalbi’ni yazdı. 1930’a gelindiğinde, eserlerinin yayımlanması yasaklanmıştı. Buna karşın Bul­ga­kov, 1930’larda iki önemli eser daha verdi. Moskova Sanat Ti­yatrosu’nun perde arkasını acımasızca yeren yarıda kalmış özyaşamöyküsel romanı Teatral Bir Roman ve göz kamaştırıcı bir fantezi olan Usta ile Margarita. 1940’ta Moskova’da ölen Bulgakov’un eserleri, Stalin’in ölümünün ardından, 1950’lerin sonlarına doğru gittikçe saygınlık kazandı.

ERGİN ALTAY, 1937’de Edirne’de doğdu. İlk ve ortaokulu değişik şehirlerde okudu. 1953’te Kuleli Askerî Lisesi’ne girdi. 1956’da Ankara Üniversitesi DTCF, Rus Dili ve Edebiyatı Bö­lü­mü’nden mezun oldu. Rusça öğretmenliği yaptı. Altay, Rus edebiyatının dünyaca ünlü pek çok klasiğini dilimize kazandırdı. Bunların arasında Puşkin’den Yüzbaşının Kızı, Gogol’den Ölü Canlar, Tolstoy’dan Diriliş, Dostoyevski’den Karamazov Kardeşler, İzak Babel’den Kızıl Süvariler gibi unutulmaz başyapıtlar sayılabilir.

Ölen Adam

Yaşanmamış bir hayatın ardından dirilmek.

Sıtma ve veremin pençesindeki Lawrence, ölmeden yayımladığı son uzun öyküsü Ölen Adam’da yaşama arzusunu, Etrüsk mezarlarını ziyaret ettiğinden beri aklında olan ölüm, diriliş ve ölümsüzlük konularıyla birleştirir. İsa’nın dirilişinin anlatıldığı hikâyelerden yola çıkan öyküde, uzun uykusundan acılar içinde uyanan adam, yaşamın tadına varamadan öldüğünü fark eder. Görevini tamamlamış, sıradan biridir artık. Ölümlü dünyayı bu kez azımsamayacak, bedeni ve arzularının peşinden gidecektir.

Benim zaferim, ölmemiş olmamdır. Benim ömrüm, görevimin ömründen daha uzun oldu. Artık bilmiyorum o görevi. Zaferim bu işte. Misyonuma başladığım günü de, görevimin bitişini de atlattım, geride bıraktım.

Bu kitaba ilgi duyanlar için ek öneriler: Nikos Kazancakis – Günaha Son Çağrı; Mihail Bulgakov – Usta ile Margarita; Sophie Mackintosh –  Su Kürü; László Krasznahorkai – Şeytan Tangosu ; Thomas Hardy – Çılgın Kalabalıktan Uzak.

#ingilizmodernleri #uzunöykü #ölüm #diriliş #cinsellik #tanrı #hıristiyanlık #mitoloji

Çevirmen: Bilge Karasu

D.H. LAWRENCE, 1885’te İngil­te­re’de, East­wo­od, Not­ting­ham­shi­re’da doğ­du. İlk ro­manı The White Peacock (Beyaz Tavus Kuşu) 1911’de, ikinci romanı Günahkâr Ruhlar 1912’de basıldı. Ya­rı oto­bi­yog­ra­fik ro­ma­nı Oğullar ve Sevgililer (1913) Law­ren­ce’ın ken­di ya­şamöy­küsünü, genç bir adamın an­ne­siy­le iliş­ki­si ve bu iliş­ki­nin baş­ka ka­dın­lar­la iliş­ki­le­ri­ni nasıl et­ki­le­di­ğiy­le il­gi­li güçlü bir psi­ka­na­li­tik in­ce­le­me­ye dönüştürüyor­du. 1915’te ya­yımla­nan Gökkuşağı’n­da, Brang­wen ai­le­si­nin üç ku­şak öyküsü ara­cı­lığıyla top­lum ve ruh­sal de­ği­şi­mi ele alınıyor­du. Kitabın devamı niteliğindeki Âşık Kadınlar 1920’de yayımlandı. Onu yine aynı yıl 1920’de Kayıp Kız, 1926’da Kanatlı Yılan, 1928’de Lady Chatterley’in Âşığı, 1930’da Bakire ile Çingene adlı roman­lar iz­le­di. Aynı za­man­da çok iyi bir şa­ir, öykü ve de­ne­me ya­zarı olan D.H. Law­ren­ce, özel­lik­le ro­man­larıyla 20. yüz­yıl İn­gi­liz ede­bi­yatının en et­ki­li ya­zar­la­rından bi­ri ol­du. Law­ren­ce, 1930’da Fran­sa’nın Ven­ce ken­tin­de öldü.

BİLGE KARASU, 1930’da İstanbul’da doğdu. İÜEF Felsefe Bölümü’nü bitirdi. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü’nde, TRT Radyosu Dış Yayınlar Bölümü’nde ve Hacettepe Üniversitesi’nde çalıştı. İlk öyküsü 1952’de Seçilmiş Hikâyeler dergisinde çıktı. Troya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi gibi unutulmaz kitaplarıyla Türk edebiyatının önde gelen yazarları arasında yer aldı. Faulkner’ın Doktor Martino’su, J.M. Barrie’nin Peter Pan’ı, Simone De Beauvoir’ın Sessiz Bir Ölüm’ü, Italo Calvino’nun Üç Deneme’si gibi önemli çevirileri vardır. 1995’te aramızdan ayrıldı.

edebiyathaber.net (15 Ağustos 2019)

Yorum yapın