Kısa bir öykünün anatomisi: Kafka ve Avcı Gracchus | Gamze Haklı Geray

Aralık 6, 2019

Kısa bir öykünün anatomisi: Kafka ve Avcı Gracchus | Gamze Haklı Geray

Modernizmin önemli yazarı Franz Kafka eserlerini yayınlatmak konusunda isteksizdi. Hayatı boyunca kendisini zorlayan, onun yaratıcı yönüne destek vermeyen, kişiliğinde değersizlik duygusu oluşturan babasının baskısı ile mücadele etti. Yazdıklarında  babasının hayaletinin farklı sembollerle onu kovaladığını gözlemleriz. Hep iki karşıt kutup arasında gidip geldi: Hayat ve ölüm.

Çocukluğunda ve gençliğindeki karmaşık ilişkilerin Kafka’nın yapıtlarına nüfuz ettiğine dair pek çok ipucu yakalamak mümkün.

Avcı Gracchus onun kısacık ama etkili öykülerinden biri. Hasan Ali Toptaş bu öyküyü en sevdiklerinden biri olarak listeler. Harfler ve Notalar’da, “Alageyik ve Avcı Gracchus” bölümünde ondan bahseder.

Öykü, bir fotoğraf albümünden seçilen karelere benzeyen, görsel yoğunluğu yüksek ifadelerle başlar. Kafka, cümlelerle adeta resim yaparcasına bizi gündelik hayatın tabloları içinden geçirir, üçüncü tekil şahıs anlatıcı ile belleğimizde bazı görüntüleri sabitler, yavaş yavaş gerçeküstü bir düzleme taşımaya hazırlar.

Kafka’nın öyküsü yoğun bir belirsizlik atmosferi yaratır. Aynı belirsizlik ve gizemlilik öykünün bütününe yayılmıştır. Ölüyü taşıyan sandal, limana sanki görünmez yollarla gelir. Ortada “muhtemelen ölü” bir adam  vardır. Ancak hikâyenin “gerçekliği” hakkında hiç şüphemiz yoktur. O kadar ki, Riva belediye başkanı kendisini ölü adama tanıştırırken şaşkınlık hissetmez. Okur olarak biz de bunu baştaki gerçekçi hayatın devamına bağlar, avcı Gracchus adındaki adamın gelişinin bir güvercin kanalıyla belediye başkanına haber verilmesini doğal karşılarız.

Gracchus, Schrödinger paradoksunu temsil edercesine hem ölüdür, hem değildir. Kendi anlatımıyla “Kara Ormanda bir Alp keçisini kovalarken kayalardan aşağı düştüğünden beri ölüdür.” Almanya’da Kara Orman bölgesinin özelliği, panoramik manzaraları, tahta oymalı evlerle dolu küçük sevimli kasabaları ile, Hansel ve Gretel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler gibi Alman kökenli peri masallarında yer alan ormanlara ilham olmasıdır.

Riva’daki olaylar, oranın sakinleri veya avcı tarafından hayal edilmez. “İki hâlin aynı anda gerçekleşmesi” makro dünyaya yansıtıldığında, içinden çıkılmaz bambaşka bir gerçeklik olur. Kafka, Gracchus’a ilginç bir görev vermiştir. Avcı Gracchus “canlı” olan “ölü” bir kişidir. Olan ve olacak her şey hakkında evrensel bilgeliğe sahiptir. Dünya sularındaki yolculukları sırasında Gracchus artık, hem yaşamdan hem de ölümden oluşan varlığın bütünlüğünü temsil eder.

Kayıkçı onu yaşam ve ölüm arasındaki gölgeli bölgelerde dolambaçlı bir şekilde dolaştırır. W.G. Sebald, Tarih, Hafıza, Travma isimli kitapta (s:61-62) Gracchus’un “Yukarı doğru çıkan sonsuz uzunluktaki merdivende bir aşağı, bir yukarı, kâh sağa, kâh sola dolaşıp durması, hareketliliğinden sonra bir kelebeğe dönüşümü” arketipsel bir metafor olur. Durum, hayat içinde ölüm, bir anlamda “ölmeden ölmek” ya da “arada kalmak” gibi betimlenebilir. Tırtılın kozadaki geçici ölümü kelebek olarak yeniden doğuşuna işaret olan imgedir. Kafka, dönüşüm ve değişim metaforuna gönderme yapar. Sürekli bir hareketlilik aynı zamanda tuhaf bir hareketsizliği, kararsızlık içinde oyalanmayı tanımlar. Hikâyenin sonunda, avcı, teknesinin  dümensiz olduğunu ve “ölümün en altındaki bölgelerinde esen rüzgârlar tarafından yönlendirildiğini” söyler. Bu dünyadan ve ötesinden dışlanmış avcı Gracchus, (belki de Kafka), her yerde ve hiç bir yerde, hem burada, hem oradadır.

Bir zamanlar insanların Gracchus’u “büyük avcı” olarak adlandırdığı dönem, kolektif tarihimizdeki avcı, göçebe ve toplayıcı kültürlere gönderme olabilir. Öyküde bir suç ve suçlu arayışı çerçevesinde Kafka eserlerinde sıkça rastlanan yabancılaşma, dışlanma, aidiyetsizlik kavramları yine göze çarpmakta. Avcı Grachhus, Kafka’nın gerçeklik ve tuaflık arasında salınan eserlerine referans bir örnek. Böyle öyküler okuma ve yazmanın değişik düzlemleri konusunda bizi daha derin düşünmeye ve analiz etmeye yönlendiriyor.

Kaynak

W. G. Sebald: History – Memory – Trauma. Editors. Scott D. Denham, Mark Richard McCulloh (2006)

Gamze Haklı Geray – edebiyathaber.net (6 Aralık 2019)

Yorum yapın