Herman Koch’u daha tanımadınız mı? | Onur Uludoğan

Nisan 28, 2017

Herman Koch’u daha tanımadınız mı? | Onur Uludoğan

aksamI

Herman Koch, 1953 yılında Hollanda’nın Arnhem kentinde dünyaya gelir. Yazın hayatına öyküyle başlar ve romanla devam eder. Bu iki temel uğraşının yanında aktörlük ve köşe yazarlığı da yapar.

Yazarın, 2017 itibarıyla yayımlanmış, dokuz romanı, yedi öykü kitabı ve iki de köşe yazılarının derlenmesinden oluşmuş kitabı bulunmakta. Hollanda’da 2009 yılında yayımlanan “Het Diner”  “The Dinner” ismiyle İngilizceye çevrilerek, 2012 yılında Britanya’da, 2013 yılında ise ABD’de yayımlanır. Kitap, sonrasında birçok başka ülkede yayımlanma şansı bulur ve Herman Koch ismi tüm dünyada bilinir hale gelir.

II

Herman Koch’un adını duyurmasını sağlayan Het Diner isimli kitabı, 2012 yılında tiyatro oyunu olarak sergilenir. 2013 yılında Hollandalı yönetmen, Menno Meyjes tarafından, “Het Diner” ismiyle; 2014 yılında İtalyan yönetmen Ivano De Matteo tarafından “I Nostri Ragazzi” ismiyle; 2017 yılında ise ABD’li yönetmen Oren Moverman tarafından “The Dinner” ismiyle sinemaya uyarlanır.

Türkiyeli okurlar, Herman Koch’un bu kitabıyla 2012 yılının Eylül ayında tanışma fırsatı bulurlar. Akşam Yemeği adıyla dilimize aktarılan kitap, orijinal dilinden Burcu Duman tarafından çevrilir ve Doğan Kitap tarafından yayımlanır.

Kitabın esin kaynağını oluşturan olay, 2005 yılında Barselona’da yaşanmıştır. Bu tarihte, orta sınıf ailelere mensup üç genç, elli yaşlarında “María Rosario Endrinal Petite” isminde, evsiz bir kadını zevk için yakarak öldürmüşlerdi. Sonrasında yapılan tartışmalarda ve ifadelerde bu gençlerin, 1971 tarihli Stanley Kubrick filmi, A Clockwork Orange’tan etkilendikleri konuşulmuştu.

Herman Koch, yukarıda kısaca değindiğim trajik olaydan yola çıkarak Amsterdam’da yaşayan orta sınıfa mensup iki ailenin son derece lüks bir lokantada yedikleri bir akşam yemeğini merkeze almış ve “çoksatar” klişelerine düşmeden farklı bir roman yazmayı başarmış.

Kitapta, beraber yedikleri akşam yemeği anlatılan aileler, Paul Lohman ve eşi Claire, ile Paul’ün başbakan adayı ağabeyi Serge ve eşi Babette’tir.

Kitap, Aperatif, Başlangıç Tabağı, Ana Yemek, Tatlı, Dijestif ve Bahşiş isimli bölümlere ayrılmış.

Bölümlerde temel olarak akşam yemeğinde yaşananlar anlatılırken, kitabın anlatıcısı olan Paul, sık sık geçmişe dönerek olayların gelişimine dair tüm detayları kendi bakış açısından aktarır.

Akşam Yemeği, her şey yolundaymış gibi yapan, kentli orta sınıf bir ailenin yaşadıklarından yola çıkarak oldukça sağlam bir kurguyla, batılı ve kentli tüm çekirdek ailelerin ikiyüzlülüklerini ortaya seren bir kitap olmuş.

Bu noktada Paul’ün ağzından yapılan birinci tekil kişi anlatımının da son derece başarıyla kurgulandığını vurgulayabilirim. Oldukça tutarlı bir anlatıcı olarak işe başlayan Paul, roman ilerledikçe kendisinin ve etrafındakilerin kişilik özelliklerini katman katman açarak didaktik olma hatasına düşmeden orta sınıf balonunu patlatıveriyor.

Bu noktada zaten romanın merkezini oluşturuyormuş gibi görünen cinayet; yazarın, okurun dikkatini asıl çekmek istediği yöne aktaran bir aracı işlevi görmekten öteye gitmiyor.

Herman Koch’a, Paul üzerinden bizlere iletmeye çalıştığı ironik-eleştirel düşüncüleri bir roman içinde, okuru sıkmadan ve son derece yerinde ve evrensel gözlemlerle bize aktarabildiği için hayran olmamak elde değil.

III

havuzluHerman Koch’un dilimize aktarılan ikinci romanı Havuzlu Yazlık. İlk baskısı Şubat 2017’de yapılan kitabı orijinal dilinden Semin Suvarierol Hoen çevirmiş.

Havuzlu Yazlık’ta aile hekimi Marc Schlosser’in, hastası ve aynı zamanda arkadaşı olan ünlü aktör Ralph Meier’in ölümüyle sonuçlanan ilişkisi anlatılmış.

Schlosser ve Meier ailelerinin yolları, Ralph’in yazı geçirmek üzere kiraladığı bir yazlıkta kesişir. Marc ve Ralph’in dostlukları burada yaşananlar nedeniyle geri dönüşü olmayan bir noktaya gider.

Havuzlu Yazlık’ta olaylar, Marc Schlosser’in kendini savunmak üzere Tıbbi Disiplin Kurulunun önüne çıkacağı zamanda başlar ve büyük bir geriye dönüşle, yaşananlar doğrusal bir çizgide okurlara anlatılır.

Kitaptaki olayları Marc’ın bakış açısından birinci tekil şahıs ağzından okuruz. Koch, bu noktada Akşam Yemeği’nde yaptığı gibi, roman kahramanlarının katman katman önümüze serilmelerini yine büyük bir başarıyla gerçekleştirir.

IV

Aşağıda okuyacağınız bölümde, kitaptaki gelişmelere dair sürprizbozan/spoiler niteliği taşıyan cümleler yer alıyor. Bu nedenle kitapları okumamış olanlar doğrudan V. kısma geçebilirler.

Havuzlu Yazlık ve Akşam Yemeği kitaplarının bir diğer ortak noktasını da ergenlik çağındaki çocuklarının iyiliğini düşündüğü savıyla hareket eden yetişkinler oluşturur. Bu noktada, Paul, Claire, Marc ve Caroline; çocukları için en iyisini isteyen batılı orta sınıf yetişkinlerin birer temsilcisi olarak okunabilir.

Her iki kitapta da başlarda, Paul ve Marc, anlatıcı olmalarının da avantajını kullanarak sağduyulu, güvenilir yetişkinler gibi görünürler. Kitapları okudukça, satır aralarında, Paul’ün kendine benzemeyen hemen herkese nefretle bakan ve öfke kontrolüyle ilgili ciddi sıkıntıları olan bir ırkçı olduğunu; Marc’ın ise son derece çıkarcı ve sinsi olmasının yanında, sosyal darvinizmden etkilendiğini açıkça gördüğümüz bir kadın düşmanı olduğunu anlarız.

Bu noktada, Akşam Yemeği’nin anlatıcısı Paul ve Claire, ilk bakışta, bir hata yapan çocuklarını korumaya çalışır gibi görünürler. Buna rağmen yaldızlarını biraz kazıdığımızda ise konforlu yaşamlarından vazgeçmemek için kendileri dışındaki her şeyi ateşe atmaya hazır bireyler görürüz.

Havuzlu Yazlık’ın anlatıcısı Marc ise daha baştan şüpheli bir şekilde karşımıza çıkar. Bu noktada, çocuğuna tecavüz ettiğini varsaydığı arkadaşının ölümüne sebep olacak hareketleri yaparken bir an için okurun ilkel intikam duygularını gıdıklar ancak romanı okudukça anlarız ki Marc’ın, Ralph Meier’e baktıkça gördüğü kişi aslında kendi yansımasından başka bir şey değildir.

Bu iki karakter özelinden yola çıkarak Herman Koch’un, batıda örneğine sıkça rastladığımız politik doğrucu insanların eleştirisini yaptığını söyleyebiliriz.

Koch, görünürde hümanist, eşitlikçi vs. olan orta sınıf mensubu insanların gizlemeye çalıştıkları ırkçı ve cinsiyetçi taraflarını sözünü sakınmadan anlatabilmiş.

V

Doğan Kitap, satış kaygısını ön planda tutarak, Akşam Yemeği’nin arka kapak yazısında “15 yaşındaki oğlunuzu korumak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?” Havuzlu Yazlık’ın arka kapak yazısında ise “Herman Koch’tan intikam hakkı ve sınırları aşmaya dair heyecanlı bir hikâye.” ifadelerini kullanmış. Bu ifadelerden yola çıkan okurlar birer macera romanıyla karşı karşıya oldukları yanılgısına düşebilirler. Kitaplar bu anlamda oldukça steril bir anlatıma sahiptir, diyebiliriz. Grafik şiddet ya da seks sahnelerinin anlatıldığı cümleler yok. Buna karşın, her iki kitapta da insanın karanlık yönlerine dair sağlam tespitlerin ve çözümlemelerin yapıldığı paragraflar bolca var.

Onur Uludoğan – edebiyathaber.net (28 Nisan 2017)

Yorum yapın