Görkem Kantar Arsoy’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Temmuz 24, 2019

Görkem Kantar Arsoy’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çocuklara hikayeler kurgular ve yazarken çocukluğuma, hayallerime, özgürlüğüme kavuşuyor, içimdeki çocuğu uyandırıp kırlarda koşturup, papatyaların üstünde yuvarlıyor, yağmur sonrası oluşan su öbeklerinde zıplatıyor gibi oluyorum. Bir de, çocuk öykülerinin sonunun hep iyi bitmesi gerektiği şartı da ben de inanılmaz bir tatmin duygusu yaratıyor.

2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Beğenerek okuduğum ilk çocuk kitabı ilkokul sınıf öğretmenimin hediye ettiği Ayşegül kitabıydı. Yedi yaşındaydım o zaman. Zamanının ötesinde bir hikayesi ve çizimleri vardı. Hayran hayran kitabı okurken kendimi becerikli, akıllı, güzel Ayşegül’ün hikayesinin içinde gezinirken bulurdum. Ayşegül’le beraber ata biner, sınıfta Ayşegül’in yanındaki boş sırada oturup kilden kuşlar yapar, okul gezilerine ben de katılırdım. Şöyle bir düşündüğümde, 80’lerin başında, orta gelirli bir ailenin küçük bir kız çocuğu olarak Ayşegül’ün yaşadıklarını yaşayabilmeyi, onunkisi gibi bir okula gidebilmeyi arzuladığımı anımsıyorum.

3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Keşke o kitapları ben yazsaydım gibi bir düşünceden ziyade ilk tepkim o güzelim kitaplar ile buluşmuş ve buluşuyor olmaktan çok mutlu oluyorum. Ve aslında bu bana yetiyor!

4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Okuduğum son üç kitap Ahmet Büke’nin Neşeli Günler’i, Solmaz Kamuran’ın Elmakurdu Rüyaları ve Çiğdem Sezer’in Hayat Pastanesi. Sezer, Hayat Pastanesi’nde Ozan isimli bir Türk gencinin içdünyasını, aile, arkadaş, mahalle yaşantısını öyle güzel, içten ve akıcı bir dille anlatmış ki, okurken nehrin akışına kapılıp gider gibi suyun üstünde adeta sürüklendim. Zaten, açılış cümlesi, “On dokuzumdayım ve canına yandığımın dünyasında bir başımayım! Yok, öyle yetimlik öksüzlük filan değil, bildiğin analı babalı yalnızları oynuyoruz.” olan bir kitaptan başka türlüsü beklenemezdi.

edebiyathaber.net (24 Temmuz 2019)

Yorum yapın