Gezi edebiyatı deyince | Sultan Sarı

Eylül 3, 2018

Gezi edebiyatı deyince | Sultan Sarı

Diyelim ki bir gezi edebiyatı külliyatı hazırlıyoruz. Yani gezi edebiyatı deyince aklınıza ne geliyor? Bu listede ne görmek istersiniz?  Ben de oturdum kütüphanemi taradım ve aşağıdaki kitapları buldum. Yayınlanmış daha pek çok kitabı eklemek mümkün bu listeye. Ama ben bu listeyi okuduklarımdan oluşturmak istedim. Belki size de bir fikir verebilir ya da kendi listenizi oluşturmak isteyebilirsiniz. Faydalı olması dileğiyle.

1- Albert Camus’nün Yolculuk Günlükleri”, Ramis Dara’nın çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıkmış ve toplam 114 sayfa. Bu kısa kitap, yazarın 1946’da ABD’ye ve 1949’da Güney Amerika’ya yaptığı gezilerde tuttuğu notları kapsıyor. Bu kitabı yayına hazırlayan R.Quilliot’a göre; kitap aslında gezi notlarını içeren iki farklı defterin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Doku farklılıklarına karşın, “iki defterin ortak, ilginç bir yanı var: Bize Camus’un ham notlardan işlenmiş notlara nasıl geçtiğini gösteriyorlar” diyor.

2- Goethe’nin “İtalya Seyahati” kesinlikle bu listeye eklenmesi gereken bir kitaptır. Önsöz ve son söz dâhil toplam 369 sayfa tutan bu kitap İletişim yayınlarından çıkmış. İlk olarak 1816 yılında yayınlanan kitabı yetkin bir isim olan Prof. Dr. Gürsel Aytaç Türkçeye çevirmiş. Ben çeviriyi beğendim. Kitap mı? Çok söze ne hacet?

3- Belçikalı kadın yazar Marguerite Yourcenar’ın “Hadrianus’un Anıları” her ne kadar kurgusal da olsa gezi külliyatına girmeyi hak eden çok etkileyici bir kitap. Edebiyatseverlere kesinlikle okumalarını tavsiye ederim. Gezi edebiyatı açısından bakarsak bir tek  Hadrianus’un hüküm sürdüğü coğrafyayı düşünmek bile yeterli olacaktır sanırım.

4- John Steinbeck’in “Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında”: Steinbeck gençliğinden beri bir gezi tutkunuymuş. Daha 20 yaşlarında Pasifik Okyanusu’na açılma hayalleri kuruyormuş. Bu kitapta karavanı Rociante ve köpeği Charley ile ileri yaşlarında ve artık ünlü bir yazar olarak yeniden keşfettiği Amerika’yı anlatıyor.

5- Jack London’ın “Yolda: Avare Günlüğü ve Diğer Hobo Hikâyeleri”: “Jack London edebiyatı; avareleri, hoboları, serserileri ve yollara düşmüş mevsimlik işçileri merkeze alır. Bir antoloji değerindeki bu titiz çalışma, London’ın yol edebiyatının beşiğinde yer alan ve kendisinden sonra Beat Kuşağı’nı allak bullak edecek olan yol hikâyelerini ve gezi yazılarını bir araya getirir.”

6- Buket Uzuner’in “Yolda”sı ve hatta Şehir Romantiğinin Günlüğü”: Yolda, Marakeş’ten Helsinki’ye, Honolulu’dan Madrid’e, Hiroşima’dan Berlin’e ve Montreal’a uzanan bir coğrafyada ve tamamı yollarda, seyahat araçlarında, trenlerde, uçak ve otobüslerde geçen hikâyelerden oluşuyor.

7- Amin Maalouf’un Doğu’nun Limanları: Kentler ve yaşamlar ince ince dokunmuş bir tarih örtüsüyle işlenir. Mekân Doğu Akdeniz, fon Osmanlı İmparatorluğu, kahramanlar ise olayların geçtiği bölgelerin tarihinden kurgulanan kişiliklerdir. Bu kişiler yolculuk yaparlar ve yolculuklar sırasında doğal ve zorunlu olarak limanlara uğrarlar ki bu limanlar çok renkliliği, Doğu-Batı çatışmasını yansıtır.

8- Özcan Yurdalan “Sagartmatha Eteklerinde: Nepal Yolculuğu Sarı Otobüs 4”: Nepal seyahatim sırasında yararlandığım keyifle okunan eşsiz bir kitap.

9- Özcan Yurdalan “Fas’ta Yolculuk”: Kitaba önsöz yazan Nadir Paksoy’a göre “Özcan Yurdalan’ın Nameste’si ve Fas’ta Yolculuk gibi ürünleri gezi edebiyatı sınıfı içinde rahatlıkla irdelenebilir… Yurdalan Fas’a Yolculuk ile okuru Çölde Çay’dan sonra birdenbire gözdeleşen coğrafyaya Fas’a götürüyor. Yalnızca salt gezi notları ya da gezi anıları değil bu kitap. Yazarın Fas’ta geçen kendi öyküsü.”

10- “Çok yönlü kişiliği, değişik tür ve üsluplarda yazdığı mektuplarıyla ün kazanmış İngiliz yazar” Lady Montagu kocası elçi olarak atanınca onunla birlikte 1716’da İstanbul’ gelmiş ve İstanbul’dan ve başka Osmanlı şehirlerinden dostlarına mektuplar göndermiş: Doğu Mektupları.

11- Tarihsel romanlardan gidersek Jean Christophe Rufin’in “Kralın Kervanları” ve “İsfahan Kuşatması” da gezi külliyatı kapsamında okunabilen akıcı, sürükleyici romanlar.

12- Selim İleri’nin “Her Gece Bodrum”u unutulmaz:

“Deniz çalkantılarla çarpıyordu kıyılara. İnsanlar, çılgın kalabalık, bir içgüdüyle tutsakmışçasına kıyı kahvelerine çıkıyorlardı. Dünyanın bütün dilleri konuşuluyordu sokaklarda. Teknelerin yapıldığı sokakta, daracık sokaklarda, şimdi yürüdükleri yolda; her yerde konuşuluyordu. Hızarlar dönüyordu. Kimi çiçekler günbatımıyla kapatıyorlardı taçyapraklarını. Fırınlar çalışıyordu. Kargalar kaleye dönüyorlardı. Akşamüzeri kısaydı, ama inanılmaz bir hareketlilik göze çarpıyordu.”

13- Nedim Gürsel “Resimli Dünya”sı: “ …okuru, Rönesans resminin gizemli dünyasında büyülü bir yolculuğa çıkartırken, ayrı bir katmanda hem roman kahramanının gözünden sular kenti Venedik’i, hem de Gentile Bellini’nin gözünden Osmanlı döneminin benzersiz atmosferindeki İstanbul’u betimliyor ve beklenmedik bir sonla şaşırtıyor”.

14- Josephine Dedet’nin “İskender’in Kadını Roksana”sı da gezi külliyatına dâhil edilebilecek iyi bir tatil kitabıdır. İskender malum. Ama Roksana az bilinir: “Roksana, Doğu’dur; bağrında ipeklerin ışıltılarını, muhteşem sarayları, acımasız coğrafyanın sertliğini barındırır. Bu ‘barbar’ kraliçe, Doğu ülkelerinin Batı’yla kaynaşmasının, yeni bir çağın başlangıcının bir simgesidir”.

15- Bu bağlamda İskender Pala’nın “Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk” romanı da sayılabilir.

16- Avrupa’da birçok ortaçağ kentlerini de gezi kapsamına alan  ben Belçika’nın yetiştirdiği en büyük tarihçi olan ve Ortaçağ konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından biri olan  Henri Pirenne’nin “Ortaçağ Kentleri: Kökenleri ve Ticaretin Canlanması” kitabının da bu listeye eklenmesini ve okunmasını tavsiye ederim.

17- Ortaçağ kentlerinden dünyanın bir diğer köşesine Avustralya’ya uzanırsak “Bir Çift Yürek” derim. Gerçek ya da kurgu olup olmadığı konusundaki tartışmaları bir yana bırakıp sadece “Amerikalı bir kadının Avustralya’da yaşadığı ruhsal yolculuğun öyküsü” olarak hayata ve çöle bakışınızı da değiştirecektir. Marlo Morgan bu kitapta  göçebe diye çevrilebilecek nomadik kültürden Aborjinlerin 50.000 yıllık kültürlerinin felsefesi ve bilgeliğini anlatıyor. Vardığı sonuç “var olan her şey inanılmaz derecede güzel ve hassas bir karşılıklı bağımlılık dengesinde bulunmaktadır”.

18- “Kültür”, “uygarlık” ve “birbirine bağımlılık ” demişken yaşadığımız  eşsiz coğrafyanın Anadolu’nun uygarlıklarına bakmadan olmaz. Kaldı ki bu uygarlıklar dünya tarihine yön vermiştir:  Marc Desti’nin “Anadolu Uygarlıkları”.

“Yenitaş Çağı’ndan Büyük İskender’in Lykia’sına kadar geniş bir tarihsel çerçeve üzerine kurulu olan bu kitap, sadece Anadolu tarihine değil dünya tarihine de yön veren başlıca uygarlıkları incelemektedir. Son bilimsel bulgular ışığında Anadolu tarihini nesnel bir bakışla ele alan bu kitap, konu hakkında yazılmış özlü kılavuzlardan biridir.”

19- Bu bağlamda “Binyılların tanığı Mardin ve Çevresi Gezi Rehberi de içeriği, düzenlemesi, fotoğrafları ile beğendiğim ve tavsiye edebileceğim bir kitaptır. Kitabı MAREV için Çiğdem Maner hazırlamış.

Mardin’le ilgili daha geniş bir külliyat için bkz>>>

20- Bu kapsamda Altınoluk, Adatepe taraflarına yaptığım bir seyahatte satın aldığım  Sema-İskender Azatoğlu tarafından hazırlanmış “Kazdağı/İda Doğa ve Kültür Gezi Rehberi” de kalitesi ile dikkate değer bir eser. Kitap idefix’te satıştaymış ama tükenmiş. İstenirse şuradan ulaşılabilir.

21- Gizem Altın Nance’nin “İnterrail ile gün gün Avrupa rehberi: Bir Bilet Al” kitabını da bu listeye eklemem lazım. Interrail konusunda ilham ve cesaret veren ve geçte olsa yaptığım bu gezide yararlandığım bir kitap.

22- Geziye çıkmadan önce ve gezerken okunacak bunca kitap önerisinden sonra  Mark Gardner-Art Wolfe’nin “Doğada Gezi ve Macera Fotoğrafçıları için Uygulama Rehberi Fotoğrafçılık” kitabı da listeye eklenebilir.

23- Günümüzde fotoğraf çekmek de gezilerin olmazsa olmaz faaliyetlerinden  biri olduğuna göre bu liste fotoğrafçılık kitapları da eklenerek uzatılabilir. Örneğin Tarık Yurtgezer’in “Doğa Fotoğrafçısının Elkitabı” ve “Doğada Fotoğrafı Görmek”  hemen aklıma gelenlerden…

24- Tabii bu listeye yazılarımla katkıda bulunduğum “Gezgin Gözüyle” serisini de eklersem reklam olmaz herhalde… Mesela Gezgin Gözüyle Mısır ve Ortadoğu (2010), Gezgin Gözüyle Afrika (2012), Gezgin Gözüyle Hindistan ve Yakın Asya (2012) ve Unutulmaz Gezi Anıları (2016) gibi…

Kitaplarda ve dünya coğrafyasında gezgince kalın, sağlıkla, dostlukla.

Sultan Sarı – edebiyathaber.net (3 Eylül 2018)

Yorum yapın