Filiz Ali: “Bütün hayatım boyunca babamla birlikte yaşadım”

Mayıs 30, 2013

Filiz Ali: “Bütün hayatım boyunca babamla birlikte yaşadım”

Filiz Ali, Gece Gündüz programında babası Sabahattin Ali‘yi anlattı ve devletten özür beklediğini söyledi.

Gece Gündüz, dün akşamki programını Türk edebiyatına derin izler bırakan Sabahattin Ali’ye ayırdı. Yazarın kızı Filiz Ali, Gece Gündüz’e konuk oldu ve babasıyla ilgili unutamadıklarını Yekta Kopan’a anlattı:

“Bütün hayatım boyunca babamla birlikte yaşadım. Başka türlü bir ölüm olsaydı, normal bir ölüm olsaydı sanırım bu derece birlikte yaşamayacaktım babamla. Ama ben onunla sürekli bir diyalog halindeyim hala. Devamlı rüyalarımda görürüm babamı. Çocukluğumda rutin olarak her gün onun fotoğraflarına bakardım. O fotoğraflar belki de babamı hiç unutmamamı sağladı. O fotoğraflar olmasaydı herhalde babamın görüntüsü zaman içinde flu’laşacaktı hafızamda.”

“Devletten özür bekliyorum”
Programda Filiz Ali, hayatı boyunca çeşitli nedenlerle mahkum edilen, 1948’de şaibeli bir şekilde öldürülen Sabahattin Ali için devletten bir özür beklediğini de söyledi: “Ben Sabahattin Ali’nin o zamanın devleti tarafından yok edildiğini düşünüyorum. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti devletinin özür dilemesini ve bu özrünü de bir şekilde bütün Türkiye’ye duyurmasını istiyorum.”

Mert Fırat’ın okuduğu “Kürk Mantolu Madonna” duygulandırdı 
Filiz Ali, programda Kürk Mantolu Madonna kitabının 70. yılı için hazırlanan özel bölümde gözyaşlarını tutamadı. Oyuncu Mert Fırat’ın kitaptan seçtiği bir mektubu Gece Gündüz için seslendirdiği bölüm, Ali’yi duygulandırdı.

Ali, “Kürk Mantolu Madonna”nın hâlâ bu kadar ilgi görmesini, gençler tarafından çok sevilmesini ise şöyle değerlendirdi: “Özellikle genç insanların, erkek ve kızların duygularına çok hitap etti o kitap. Ben birçok liseyi ziyarete gidiyorum. Edebiyat öğretmenlerinin birçoğu çocuklara Kürk Mantolu Madonna’yı okutuyor. Bu kitap üzerine yazılar yazıyorlar, ödevler hazırlayıp tartışıyorlar. Öğrenciler bana “bizim hissedip de söyleyemediğimiz şeyleri nasıl yazmış” diye soruyorlar. Ben de kitapta Raif Bey’in kızına yazdığı mektubu görünce, sanki bana yazılmış, sanki babam, yaşayacaklarını önceden tahmin etmiş gibi hissediyorum.”

30 Mayıs 2013

Yorum yapın