!f Film Festivali’nde edebiyattan esinlenen filmler

Ocak 27, 2015

!f Film Festivali’nde edebiyattan esinlenen filmler

iffilmfest!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 12 Şubat’ta İstanbul’da başlıyor. 26 Şubat-1 Mart tarihlerinde Ankara ve İzmir’e gidiyor. Festivalde edebiyattan esinlenen filmler de yer alıyor.

İşte o filmler:

Birdman

Paramparça Aşklar Köpekler ve 21 Gram filmlerinin yönetmeni Alejandro González Iñárritu’nun filmi Birdman, Michael Keaton, Emma Stone, Zach Galifianakis, Edward Norton, Naomi Watts gibi oyuncuları buluşturuyor. Bir zamanlar ikonik bir süper kahramanı canlandırmış ama artık gözden düşmüş bir aktörün, Raymond Carver’ın hikâyesinden uyarlanan bir Broadway oyunuyla eski günlerine dönme çabasını anlatan film, Oscar’ın güçlü adaylarından biri.

A Girl Walks Home Alone at Night (Geceyarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız) 

Ana Lily Amirpour’un ilk uzun metrajı da olan film, İran’daki Bad City adlı bir hayalet kasabada geçiyor ve bu çivisi çıkmış kasabaya yeni gelmiş gizemli bir kadının hikâyesini anlatıyor.

Siyah beyaz film, David Lynch dünyasının gerçeküstücülüğünü ve Sergio Leone filmlerinin gerginliğini bir araya getirdiği yorumlarıyla öne çıkıyor.

The Tale Princess of Kaguya (Prenses Kaguya Masalı)

70’lerin kült animasyonu Heidi’nin yönetmenliğinin yanı sıra Grave of the Fireflies, Only Yesterday, My Neighbors the Yamadas gibi pek çok kült animeye imza atmış Isao Takahata’nın 14 yıl aradan sonra çektiği ilk film olan The Tale Princess of Kaguya (Prenses Kaguya’nın Masalı), yaşlı bir çiftin ormanda bulup büyüttükleri sihirli bir bebeğin masalsı hikâyesini anlatıyor. Film, The Tale of the Bamboo Cutter adlı halk masalından uyarlandı.

The Vanquishing of the Witch Baba Yaga (Büyücü Baba Yaga’nın Yok Oluşu)

Belgesel sinemacı Jessica Oreck’in kurmaca ve belgeseli karıştıran spiritüel ve şiirsel filmi, ormanda bir kulübede yaşayan korkunç bir cadıyı konu alan bir Slav masalından yola çıkıyor.

Tokyo Tribe (Tokyo Çetesi)

Japon yönetmen Sion Sono, Why Don’t You Play in Hell?’den sonra bir seinen mangası uyarlamasıyla ortaya çıkıyor. Fütüristik bir dünyada sokak çetelerinin savaşını konu alan bu yakuza/çete/hiphop filmi, Walter Hill’in The Warriors’undan John Carpenter’ın Escape from New York’una, Julien Temple’ın Sex Pistols belgesellerinden Scarface ve hatta West Side Story’e uzanan sinemasal bir referansa sahip.

Regarding Susan Sontag (Susan Sontag Hakkında)

İlk gösterimini Sundance’te yapan ve Tribeca’da en iyi belgesel seçilen film, ünlü Amerikalı yazar Susan Sontag’ın hayat hikâyesi. Arşiv görüntüleri, yazdıkları ve yakın çevresiyle yapılan görüşmelerden oluşan film, Sontag’ın yaşamındaki belirleyici anları belgeliyor.

The Princess of France (Fransa’nın Prensi)

Ödüllü Viola’sında Shakespeare’in Onikinci Gece’sine çalışan bir grup oyuncunun hikâyesini anlatan Arjantinli yönetmen Matías Piñeiro, bir kez daha tiyatrocuların dünyasına giriyor ve izleyenleri sahneden sanat galerilerine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Film, babasının ölüm haberiyle birlikte Meksika’dan Buenos Aires’e dönen Victor adlı genç bir adamın burada sevgilileri, arkadaşları ve tiyatro arasında kalışını konu alıyor.

Burroughs: The Movie (Burroughs)

Beat kuşağının yaratıcılarından ABD’li yazar William S. Burroughs’un trajik ve sıradışı yaşamının bilinmedik derinliklerine inen Burroughs belgeseli, 31 yıl sonra restore edilmiş kopyasıyla gösterilecek. 80’lerin o tuhaf ve kendine özgü havasını hatırlatan film, yazarın takipçilerinin izlemesi gereken bir belgesel.

Three Stones for Jean Genet (Jean Genet İçin Üç Taş)

2013 Nisan’ında Jean Genet’nin Fas’ın Laraş kentindeki mezarını ziyaret eden Patti Smith, 30 yıl boyunca Genet için sakladığı taşları bırakıyor. Yedi dakika süren Frieder Schlaich imzalı film, bu yolculuğu anlatıyor.

The Color of Pomegranates (Narın Rengi)

Festivalin önemli bölümlerinden !f Kült’e bu sene Sergei Parajanov’un 1968 tarihli klasiği The Color of Pomegranates (Narın Rengi) konuk oluyor. Kafkaslarda yaşamış en büyük ozanlardan biri kabul edilen Ermeni Artin Sayadyan’ın, namıdiğer Sayat Nova’nın (Şarkıların Efendisi) şiirlerinden esinlenerek, ozanın hayatındaki kırılma noktalarını imgesel bir dille anlatıyor. Film, 1968’de çekildiğinde konu itibariyle oldukça cesur bulunmuş, yönetmeni Sergei Parajanov’un tutuklanmasına ve hapis yatmasında gerekçe sayılmıştı. Narın Rengi, restore edilmiş kopyasıyla !f İstanbul’da seyirciyle buluşacak.

27 Ocak 2015

Yorum yapın