Eyüp Tosun’a 6 soru | Can Öktemer

Ağustos 24, 2018

Eyüp Tosun’a 6 soru | Can Öktemer

 

Hazırlayan: Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Bağlam Yayınları’ndan çıkan “Aşk Mektupları”. Şu sıralar yoğun nem yüzünden uzun soluklu okumalar yapmam mümkün değil. Bu kitabı da bazı günler tek, bazı günler daha fazla mektup okuyarak yakın zamanda tamamen bitirdim. Mektup okumayı çok severim, burada farklı yazarların bir konu etrafında yazdıkları mektupları okuyunca; her bir yazarın (öykücü, romancı) aslında yine üslup, biçim ve yazınsal kaygılarının sürdüğünü gördüm. Onlar için belki de bir taslak bu mektuplar, belki de yazacakları bir öykü & romanın parçası. Bunun bir önemi yok elbette. Çok farklı bulduğum mektuplar oldu, nasıl da yakalamış bu atmosferi diye düşündüğüm. Bence anlamlı bir derleme, iyi ki yapılmış!

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Banu Özyürek’in “Bu senin çiçeğin” metnini çok sevdim. Oradan bir alıntı vermek isterim: “Masumiyet, tatlım. Bu lanet sözcük. Belki de gerçekte hiçbir karşılığı olmayan, birilerinin hainlik olsun diye ortaya attığı bu muğlak fakat büyülü sözcük. Onu ağzıma her alışımda sonradan kendimi küçümsediğim bir duygululukla gözlerim doluyor. İkimiz de bir kelimenin, o kelimenin vaatlerinin esiri, oyuncağıyız aslına bakarsan.”

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Keşke iyi bir kitap ekimiz olsa da faydalansam, bunu inanın çok isterdim! Sık sık kitabevi gezerim, online kitap siteleri de artık birer kitabevi, onlara da sık sık bakarım. Önceliğim kendi beğenimdir. Arkadaşlarımdan ve çevremden de tavsiye alırım elbette, zevkine güvendiğim insanlar az da olsa varlar. Bir de sosyal medya tabii, burası da bence iyi bir gözlem mekânı.  

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Direkt bunu düşünmem tabii, yani yazınsal olarak bir kıskançlıktan değil de “büyülü ve müthiş” gelen her kitabı haliyle ben yazmak isterdim. Çok vardır bunu söylediğim kitap ama ilki ve değişmezi, Yeraltından Notlar’dır.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Ortaokul birinci sınıf yazında, Fethiye’de bir şeyler yazdığımı anımsıyorum. Onları kimseye okutmadım. Sonra ilk kez lisenin başında yazmaya çabaladığım şey(ler)i hafiften beğendiğimi sezdim, çok utandım. Ondan sonra hep sürdü bu mahcubiyet meselesi. Kimseye okutmadım, hâlâ da çoğu zaman böyle devam ediyor. Okuttuğum kişiler az da olsa var, iyi ki varlar.

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Çok az yazdığım için maalesef alışkanlık seviyesine gelen bir durumum yok. Ama gürültü çok dikkatimi dağıtır. Sessizliği, yalnızlığı ve karanlığı tercih ederim. Kendiliğinden geldiği anlarda ise dünya yansa umurumda olmaz, defter, telefon artık o an ne varsa hemen notlar alır, ya da yazarım. Çok geç yaşta bilgisayar sahibi olduğumdan olsa gerek, hâlâ deftere yazıyorum. Hiçbir metnime bilgisayarda başlamadım. Bilgisayardaki alanı kontrol edememe dürtüsü beni müthiş ürkütüyor!

edebiyathaber.net (24 Ağustos 2018)

Yorum yapın