Eyüp Aygün Tayşir’e 5 soru | Can Öktemer

Ocak 4, 2019

Eyüp Aygün Tayşir’e 5 soru | Can Öktemer

Hazırlayan: Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Genelde birkaç kitabı eş zamanlı okumaya gayret edenlerdenim. Son olarak Ali Teoman’ın Uykuda Çocuk Ölümleri isimli romanı ile Paris’teki meşhur kitapçı Shakespeare and Companynin tarihini konu alan Shakespeare  and Company: A History of the Rag & Bone Shop of the Heart isimli kitapları okudum.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Uykuda Çocuk Ölümleri’nde geçen şu satırlar, benim bu ara üzerinde çalışmakta olduğum akademik bir kitapta epigraf olmaya aday… “Olmak ya da olmamak, sorun yalnızca bu değil,” dedi çöp ayıklayıcı, dalgın bir tavırla havaya kaldırdığı kafatasına bakarak, “Yalınkat bir ‘Ne?’ sorusunun ötesinde, ‘Nasıl?’ ve ‘Niçin?’ sorularına yanıt bulmakla yükümlü duyumsar kendisini araştırıcı kişi.”

Shakespeare and Company isimli eser aracılığı ile de “keşke bizde de uygulansa” dediğim bir kanun maddesinden haberdar oldum. Fransızlar, 1980’lerin başında yürürlüğe soktukları bir kanunla, yayınevlerinin belirlediği satış fiyatı üzerinden kitap satıcılarının en fazla %5 indirim yapabileceğine hükmetmişler. Böylece, büyük kitapçıların ölçek ekonomisinden faydalanarak daha ucuza kitap satmasının ve bu yolla bağımsız kitapçıları kapanmaya zorlayarak tekelleşmelerinin önüne geçmişler. Kanun bugün hâlâ yürürlükte olduğu gibi teknolojik gelişmelere paralel olarak güncellenmiş ve elektronik kitap satışları da kanun kapsamına alınmış. 

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Okuma eylemini gündelik hayatının merkezine koyup geri kalan işlerini ona göre ayarlayan tüm kitap tutkunları gibi benim de beslendiğim pek çok kaynak var. Sürekli kitapçı gezmek, sahaflarla uzun sohbetlere girişmek, hem arkadaş çevremden hem “sıkı okur” olduğunu bildiğim kişilerden öneri almak bu kaynakların başta gelenleri.

Sezgi, tecrübe ile bilenen bir yetenek kanımca ve yeterli tecrübesi olan mutlaka ondan da faydalanır. Lakin sezgi ancak kitabı elimize alıp biraz kurcaladıktan sonra kullanılırsa işe yarar yoksa ön yargıya dönüşmesi tehlikesi var.

Son 4-5 yıldır Goodreads isimli platform da hem çok düzenli kullandığım hem de çevremdekileri kullanmaya teşvik ettiğim bir uygulama. Oradan da çok kitap öğrendiğimi söyleyebilirim.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Elbette… Hangi yazarın yoktur ki? Saymakla bitmeyecek kadar çoktur böyle kitaplar. Zaten yapmaya çalıştığımız da bu imrendiğimiz, öykündüğümüz eserler gibi eserler verebilmeye çalışmak. 

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Sadece yazarken değil hayatın genelinde tercihim sessiz, sakin, gürültüden mümkün olduğunca uzak yerlerde bulunmak. İstanbul gibi şehirlerde dahi böyle yerleri bulmak ya da oluşturmak mümkün. Yazarken benim için önemli olan kaynaklarımın elimin altında olması ve sessizlik. Bu anlamda en verimli yerler de kendi evim ve kütüphaneler oluyor.

edebiyathaber.net (4 Ocak 2018)

Yorum yapın