Evin Sanat Galerisi’nde bir son dönem seyrüseferi | M. Ayça Güzel

Nisan 18, 2019

Evin Sanat Galerisi’nde bir son dönem seyrüseferi | M. Ayça Güzel

Temür Köran’dan zorunlu terk üzerine çeşitlemeler

Yirmi yılı aşkın süredir figüratif resmin en yetkin isimlerini sanatseverle buluşturan Evin Sanat Galerisi, Bebek’teki kâgir konağında Temür Köran’ın işlerini ağırlamaya hazırlanıyor. 18 Nisan Perşembe gününden itibaren görülebilecek çalışmalar, göç olgusunun birey üzerinde bıraktığı duygusal boşluğu dinamik bir üslupta irdeleyerek belirsizlik, çaresizlik ve zorunlu mekân değişikliği konularında düşünmemizi sağlayabilir.

“Terk” başlığı altında bir araya getirilen eserler, konu bütünlüğünde, bir bakıma, sanatçının 2017’de yine Evin Sanat’ta sunulan “Göç” ve 2012 tarihli “Seyir” sergilerinin bir devamı niteliğinde okunabilir. Bununla birlikte, “Terk”te; “Seyir” ve “Göç”ten ayrı olarak, olumsuz ekonomik koşullar, iktidarla uyuşmazlıklar gibi sebeplerle bireyin bir yerden başka bir yere zorunlu hareketi sonucun ortaya çıkan mekân değişikliğinin ruh üzerinde bıraktığı travmadan çok, komşu kapımızda gerçekleşen bir savaşın sandalla kaçmak zorunda bırakılan insanının dramı çarpıyor yüzümüze. Denizin ortasında, batmakla kalmak arası o hassas zamanda, esaretle ölüm, yaşamla özgürlük, korkuyla huzur düzleminde kalanların ressam ruhunda bıraktığı hüzün; cesur, dinamik, gösterişli fırça darbeleriyle adeta romantik dönem Fransız resmiymiş gibi izleyiciyi alabora ederken, dengeli kompozisyonlara yedirilmiş canlı renkler, eserin plastik yönünü konunun ağırlığına ezdirmiyor.

31 Mayıs’a kadar Evin Sanat Galerisi’nde izlenebilen incelikli eserler, Evrim Altuğ’un serginin sunuş yazısında belirttiği gibi “figür ve nesnenin uzay/espas içindeki varoluş sıkıntısını” mesele ediniyor, Temür Köran’ın özelde göç olgusuyla biçimlenen yolculuk haliyle ilgili düşüncelerinin çeşitlenen sürekliliğini yansıtıyor.

Süreklilik anlayışı Evin Sanat Galerisi’nin varoluş ilkeleriyle de oldukça paralel. Galeri’nin kurucusu, geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan, sanatın sanatseverle buluşmasında hatırı sayılır çabaları olan Evin İyem; Evin Sanat’ın yirminci yılı ilgisiyle yapılan söyleşisinde, uzun soluklu bir meslek olan galericilikte işlerinin kalitesine inanılan bir ressamın zaman içindeki seyrine şahitlik etmenin değerine işaret ederek, sergileyecekleri eserleri seçerken, bu doğrultuda, eser üzerinden değil sanatçı üzerinden ilerlemeye dikkat eden anlayışlarının, galerinin günümüzde yirmi üç yıla varan varlığının bir mihenk taşını oluşturduğunu vurgulamıştı.

Sanata ve yaptıkları işe sevgiyle sarılarak, evrensel estetik ve plastik kaygıları gözeterek, ilkelerinden ödün vermeden en iyi yapmayı bildikleri işi sürdürmeyi, genç sanatçıları destekleyip ustaların yeni eserlerini resim ilgilileriyle buluşturmayı ve Galeri’yi geleceğe taşıma misyonunu Evin İyem’in ardından Osman Nuri İyem üstleniyor.

“İkililer,” Ahmet Elhan

14 Mart’ta açılan Ahmet Elhan sergisiyle galerinin fotoğrafın usta isimlerine verdiği desteği sürdürdüler, güzel bir kitapla taçlandırdılar. Marmara Üniversitesi Grafik Bölümü ve Dokuz Eylül Sinema Televizyon mezunu Ahmet Elhan’ın “İkililer IV” isimli sergisi, sanatçının uzun bir aradan sonra kapsamlı ilk kişisel sergisi olup 2010 yılından bugüne dek sırasıyla ürettiği “İkililer I”, “İkililer II” ve “İkililer III” serilerinden bir seçkiyi ve son dönem işlerinden “İkililer IV’’ serisini 13 Nisan’a kadar Bebek’te resimseverlerle buluşturdu.

 

Ödüller, Yarışmalar

Yanı sıra; Galeri’nin önümüzdeki dönemdeki iki önemli etkinliği, “Nuri İyem Resim Ödülü” Resim Yarışması ve Evin İyem’in vefatı nedeniyle bir kereye mahsus olmak üzere verilen “Evin İyem Jüri Özel Ödülü” ilgilileri bekliyor.

Galeri tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen “Nuri İyem Resim Ödülü” Resim Yarışması, bu yıl on dördüncüsüne ulaşıyor. Nuri İyem adına 2006 yılında düzenlenmeye başlayan yarışma, ressam Nuri İyem’i anmak ve Türkiyeli genç ressamları desteklemek amacını taşıyor. Seçici Kurul’da aralarında Fırat Arapoğlu, Gamze Büyükkuşoğlu, Cansen Ercan, Hakan Gürsoytrak, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Temür Köran, Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu, Feyyaz Yaman gibi kilit isimler rol alıyor. (Yarışmaya katılmak isteyen 18 yaşını doldurmuş, T.C. vatandaşı ressamlar, eserlerini; www.evin-art.com adresinden veya Evin Sanat Galerisi’nden temin edebilecekleri katılım formları eşliğinde 31 Mayıs – 2 Haziran 2019 tarihleri ve 10:00 – 19:00 saatleri arasında Evin Sanat Galerisi’ne teslim edebilirler. Seçici Kurul  tarafından seçilen ödül sahibi sanatçıya 10.000 TL para değerinin yanında “Nuri İyem Resim Ödülü”nü simgeleyen, Prof. Rahmi Aksungur tarafından özel olarak üretilen bronz heykel veriliyor.)

Evin İyem’in kaybı sebebiyle bu seneye mahsus olmak üzere onun anısına düzenlenen “Evin İyem Jüri Özel Ödülü”nü kazanan sanatçıya ise bir Nasip İyem yapıtının bu ödül adına özel olarak hazırlanmış röprodüksiyonu verilecek.

“Nuri İyem Resim Ödülü”, “Evin İyem Jüri Özel Ödülü” ve Seçici Kurul tarafından belirlenen sergide yer alacak resimler, Evin Sanat Galerisi’nde 25 Haziran 2019 tarihinde Doğan Hızlan ve Selçuk Altun’un katılımıyla gerçekleşecek ödül töreninin ardından 9 Temmuz 2019 tarihine kadar sergileniyor ve hazırlanacak kapsamlı katalogda bir araya getiriliyor.

Osman Nuri İyem, Galeri’nin vizyonu ve geleceği ile ilgili düşüncelerini şöyle özetliyor:

“Sinema ve fotoğraf eğitimi almama rağmen, hep bir gün annemin emekli olacağını bilerek hayat planlarımı yapmıştım; Evin Sanat Galerisi benim için olmazsa olmazdı. Ne yazık ki annem emekli olamadan yanımızdan ayrılmak zorunda kaldı; ama geriye dönüp baktığımda kendisinin beni her zaman bugünlere hazırladığını hissediyorum. Zaten yıllardır daimî olarak galerinin bazı işlerini yapar, videolarını ve fotoğraflarını çeker, sergi kurulumlarına katılırdım; yani sanatçılar ve sanatseverlerle yakından iletişim halindeydim, eğitimim sayesinde de sanat tarihi ve estetik bilgisi olarak belli bir birikime sahiptim; ama annemin hastalığıyla beraber son yıllarda galeri ekibiyle birlikte işin her yönüyle ilgilenmeye başladım.

23 yıllık bir kuruma sahip çıkmak, onu geleceğe taşımak hem büyük bir onur hem de inanılmaz hassasiyet isteyen bir mesele. Karar mekanizmasında yer aldığım son 3-4 seneye bakınca şöyle bir çıkarımım oldu. Figüratif ağırlıklı resim ve heykel konusunda uzmanlaşmış bir galeriye ben de kendi cebimdeki taşlarla gelmiş bulundum. Köklerimizden, yani kurumumuzun uzmanlık alanlarından şaşmadan, dallarımızın günümüzün algı ve pratiklerine doğru da uzaması gerekiyordu. Bu zaten gerek aile içinde gerek ekip içinde sürekli olarak konuştuğumuz bir şeydi. Son yıllardaki fotoğraf ve diğer dijital ifade araçlarının da sergilerimize dahil olmasıyla alakalı olarak; kişisel birikimlerimin Evin Sanat Galerisi’ninkilerle birleştiğini bu noktada söyleyebiliriz.

Bununla beraber; ülkedeki tüm ‘contemporary’ açılımlara rağmen, ne yazık ki plastik fotoğrafın koleksiyonerler nezdinde hâlâ tuvalden aşağı görüldüğünü eklemeliyim. Tabii ki çok kıymetli fotoğraf koleksiyonerleri, fotoğrafa sahip çıkan kültür kurumlarımız var; ama genel koleksiyonerler nezdinde gözlemlediğim durum ne yazık ki değişmedi. Galiba sorun tuvalin yüzlerce yıllık tarihinden ve herkesin fotoğraf çekebiliyor olmasından kaynaklanıyor biraz da. Ve tabii ki maalesef, parasını yatıracak olan insanın müzayede sonuçlarını borsayı takip eder gibi takip etmesinden. Yani ekonomi kötü olunca, çoğunluk, maalesef, risk almamak adında ‘hemen satsam dahi zarar etmeyeyim’ diye düşünüyor; oysa annem yıllarını vermiş biri olarak hep bu işin uzun soluklu olduğunu söylerdi. Sanata kısa günün kârı diye bakıyorsanız; dövize, inşaata girmek daha mantıklı bence.

Çok sevip saydığım bir büyüğüm Ahmet Elhan’ın sergisini gezerken, ‘artık fotoğraf denilince en güzel sergileri siz açar oldunuz,’ dedi. Bu benim için çok kıymetli. Ama az evvel dediğim gibi köklerimizi, yani figür resmini de bir kenara bırakmış değiliz, hala farklı kuşakların en kuvvetli ressamlarıyla çalışmanın mutluluğu ve gururunu taşıyoruz, buna da devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde de ülkenin yaşadığı gerek ekonomik gerek toplumsal sıkıntılar sebebiyle önceliğimiz hem nitelikli sergiler ve açılımlar ile yolumuza devam etmek, hem de toplumun sıkıntılarına ayna tutabilen içeriklere ev sahipliği yapmak olacak. Yıllardır çalıştığımız, çok sevdiğimiz ve inandığımız sanatçılarımızın sergilerinin yanı sıra, farklı ifade yöntemlerini içeren sergilere de ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz.

Bu sene Nuri İyem Resim Ödülü kapsamında sevgili annemi de anmak istedik; bir Evin İyem Jüri Özel Ödülü verilecek. Bu konuda Büyükkuşoğlu Ailesi de bize destek oldu, çok teşekkür ederiz. Ömrünün üçte birinden fazlasını sanata ve sanatçılara gerçek anlamda destek olmak adına geçirmiş bir insandı annem. Onun adına ne yapsak azdır diye düşünüyorum. Ayrıca ileride onun adına daha kapsamlı şeyler yapmayı planlıyoruz, bunu da eklemek isterim.”

edebiyathaber.net (18 Nisan 2019)

Yorum yapın