Eğitim, neoliberalizm ve İstanbul’da yeni orta sınıfın yükselişi üzerine

Şubat 24, 2016

Eğitim, neoliberalizm ve İstanbul’da yeni orta sınıfın yükselişi üzerine

sinifin-yeniden-uretimiHenry J. Rutz ve Erol M. Balkan’ın yazdıkları “Sınıfın Yeniden Üretimi: Eğitim, Neoliberalizm ve İstanbul’da Yeni Orta Sınıfın Yükselişi”, h2o kitap etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Sınıf önemlidir, sınıfın yeniden üretimi ise yaşamsal… ama kapitalizm için.

Kimse işçi olmayı ya da orta sınıfta kalmayı istemez. Kimse çocuğuna bunu reva görmez. Daima üst sınıfa geçmektir amaç. İyi bir meslek edinip “rahat bir yaşam” sürmeyi sağlayacak eğitimin bu rüyayı mümkün kılacak, ulaşılabilir en önemli fırsat olduğu düşünülür (bu piyangoda büyük ikramiyenin çıkmasından da önemlidir).

Elinizdeki kitap, küreselleşen şehir (İstanbul) ile değişen kültür ve tüketim ideolojisinin karşılaştırmalı incelenmesi yoluyla, orta sınıfın kendini yeniden üretmek amacıyla çocuklarını sınavlara hazırladıkları maratonun, sınıf mücadelesinin anlatımıdır. Bu aşama çok önemlidir çünkü başarısızlık gelecek kuşağın orta sınıfın alt katmanlarına ya da daha kötüsü işçi sınıfına düşme tehlikesini barındırır.

Sınıfın yeniden üretimi maliyetlidir. Refah devleti bu maliyetin ‒eğitim, sağlık, emeklilik hakkı ve koşulları temelinde‒ devlet tarafından karşılanmasının ifadesiydi. Kapitalistlerin gelir vergileri düşürülürken dolaylı vergilerin (ÖTV, KDV) arttırılması ve bu hizmetlerin özelleştirmelerle sermaye sınıfının eline geçerek paralı hale getirilmesi üretim maliyetini alt sınıfların üzerine yıkmıştır. Eğitim artık “dershane”dir, “özel okul”dur. Çocuklar –sınıfın yeniden üretimi‒ artık tüketim ideolojisinin unsurlarına dahil edilmiştir. “Paran kadar sağlık, paran kadar eğitim” paran kadar sınıftır: Sınıflar arasındaki ilişkiler şeyler arasındaki ilişkilere dönüşmüştür.

Tanıklıklara, alan araştırmalarına ve kuramsal çerçeveye dayalı elinizdeki etnografya, devletin ve piyasanın sınıfın biçimlendirilmesindeki rolünün altını çizerken, ailenin de sınıfın yeniden üretimi ve toplumsal bilincin kilit aktörü olarak önemini vurgulamaktadır.

Düzen ise “sürdürülebilir” olmak için sınıfların kendini yeniden üretmesine ihtiyaç duymaktadır.

edebiyathaber.net (24 Şubat 2016)

Yorum yapın