Dünyalı Dergi’nin Şubat sayısı çıktı!

Şubat 3, 2015

Dünyalı Dergi’nin Şubat sayısı çıktı!

Dünyalı’nın Şubat sayısında yine güzel hediyeler var: Kısa sürede acar bir dedektife dönüşebilmeniz için uzman casuslar tarafından hazırlanan Dedektiflik ve Casusluk Rehberi, birbirinden renkli 108 adet çıkartma ve yarıyıl tatilinize neşe katacak iki eğlenceli masa oyunu.

dunyaliTanıtım bülteninden:

Odanı toplamak, ödev yapmak, okula gitmek zorunda mısın? Gün boyunca yan gelip yatmaya hakkın yok mu? Annen baban sana bakmak zorundalar mı? Ya seni yanlarına almayıp uzun bir tatile çıkmak isteseler… Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau “İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındandır,” demiş. Özgürlük denince işin içine pek çok kavram giriyor. Özgür olmak, haklar, ifade özgürlüğü, sansür, insan hakları… Peki, sence özgürlük ne demek? Özgür olmanın bir bedeli olmalı mı? Özgürlük kısıtlanabilir mi? Özgürlükle ilgili dünyayı sarsan pek çok güncel olay yaşanırken geleceğini etkileyecek bu önemli kavram üzerine biraz düşünmeye ne dersin?

Hangi spora baksak karşımıza illa ki bir top çıkıyor. Masa tenisi, bilardo, bovling, futbol, golf, basketbol hatta gülle… Tarih boyunca topun nasıl evrim geçirdiği hakkında bir fikrin var mı? Plastik icat edilmesiydi fil neslinin tükeneceğini; çünkü insanların bilardo topu üretmek için fildişi kullandıklarını biliyor muydun? Dünden bugüne bilinmeyen yönleriyle “top” spor sayfalarında…

“Uyusun da büyüsün ninni, tıpış tıpış yürüsün ninni…” Ninni dinleme yaşını çoktan geçtiğini biliyoruz! Peki, daha önce hiç ninni söyleyen bir hastane duymuş muydun? Londra’daki Great Ormand Street Çocuk Hastanesi’nde adı “Ninni Fabrikası” olan saklı bir avlu var. Bu fabrikanın duvarları ninni mırıldanan birçok boru ve klaksonla dolu. Sanki bir masal dünyasındaymışsın hissi yaratan bu özel avluya giren herkesi sıra dışı bir ninni deneyimi bekliyor. Hazır büyükler birbirini alt etmek için bağrışıp dururken ninnilere kulak vermeye ne dersin?

Ne zaman bisikleti biraz hızlı sürmeye başlasan baban “Yavaşla biraz, düşeceksin!” diye mi sesleniyor. Emin ol bu uyarıya maruz kalan tek çocuk sen değilsin. Ne de olsa şu hayatta iki tür şey var: Birincisi eğlenceli şeyler, ikincisi ise büyüklerin dünyasından çocukların dünyasına gelen davetsiz misafirler, yani sıkıcı şeyler. Düşünce balonumuzu bu ay eğlenceli fikirler şişiriyor. Her ne kadar sıkıcı uyaranlar balonumuzu patlatmakla tehdit etseler de eğlenceli fikirler baskın geliyor. Eğlence üstüne düşünmekten daha eğlenceli ne olabilir ki!

Sen hiç dans eden bir resim gördün mü? Eğer görmediysen bu ayki güncel sanat sayfalarımıza şöyle bir göz atman yeterli. Çizgilerin dansını görebiliyor musun? Ne kadar da muhteşem bir ahenk içindeler… Aman dikkat et de başın dönmesin sakın! 1960’ların başından bu yana kendini sadece ama sadece optik sanata adayan Bridget Riley’den, optik sanatın dünü, bugünü ve yarını…
edebiyathaber.net (3 Şubat 2015)

Yorum yapın