Deliliğin eşiğinde gezinen öyküler: Uygunsuzlar | Serkan Parlak

Mayıs 22, 2020

Deliliğin eşiğinde gezinen öyküler: Uygunsuzlar | Serkan Parlak

Uygunsuzlar, Neşe Koçak’ın Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanan ilk öykü kitabı. Çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde öyküleri ve plastik sanatlar temalı gezi yazıları yayımlanan Koçak’ın Müzikli Semtler isimli bir de biyografi kitabı bulunuyor.

Neşe Koçak, Uygunsuzlar’da deliliğin kıyısına, hayalle gerçeğin kesiştiği noktalara yoğunlaşıyor. Öykülerin ana temasının delilikle birlikte yalnızlık, geçmişe özlem, geleneksel değerlerin geçirdiği dönüşümle yabancılaşmış modern insanın anlam arayışı olduğu söylenebilir.  Okura duygu olarak yansıtılan bu arayışın ipuçları, doğayla barışık yaşamak, sanatı ve felsefeyi hayatımıza buyur etmek, ben merkezli bakış açımızı değiştirmek ve öteki dediğimiz insanlarla daha fazla iletişime girmek gibi görünüyor.

On altı öyküden oluşan kitabın adıyla başlarsak; “Uygunsuz”un sözlük anlamı uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan. Sıfat olarak kullanılan sözcük kitabın adı olunca çoğullaşarak isimleşmiş. Öykülerin çoğunlukla ismi olmayan kahramanları, içine doğdukları toplumun kurallarını reddetme, normal olduğu söylenen insanların uyduğu kalıplara uyum sağlayamama ve onlara dayatılan değer ve normların dışında özgürce yaşama arzusu…

Koçak, Varlık Dergisi’nde yayımlanan söyleşisinde; “Öykülerimde, bu dünyaya uygun düşmeyenlerin derin acılarını, yalnızlıklarını, bulanık hatıralara takılıp kalmışlıklarını, kısacası insanlık hallerini dar zamanlara sığdırdım. Fakat bu dar zamanlara uçsuz bucaksız düşlere açılan pencereler yerleştirdim. Hepimizin içinde, az ya da çok, gizli ya da aleni sonsuz düşlere açılan bir parça delilik olduğuna inanıyorum,” diyor.

Yazarın öykülerinde, kahramanın hayalleri ve gerçek dünyanın varlığı iç içe; deliliğin renkli dünyasından kesitler, anlar, durumlar, gerçek ve hayal arası gidiş gelişler.  Öykülerde kendi hayal ve duygu dünyamızı da devreye sokarak  iz sürüyoruz. Yazarın sanat ve felsefe alt yapısından hareketle dantel gibi işlediği resim, müzik, heykel ve felsefeye dair ayrıntılar, akış içinde öyküye eklenerek anlatıma derinlik kazandırılmış. Geleneksel anlatının yeniden üretilen 3 ve 7 gibi rakamsal simgeleri, modern öykünün sınırları içerisinde yepyeni anlamlara bürünüyor.

Öykülerde, ayrıntılı betimleme ve şaşırtıcı sonlar dikkat çekiyor. Yerinde kullanılan devrik cümlelerle, kişilerin ruh hallerine uygun düşen şiirsellik yakalanıyor. Hayata tutunma çabaları, bildik biçimlerden farklı olan öykü kişilerinin dünyasında, yanılsama, sanrı ve gerçeklik birlikte ifade ediliyor. Düşünür ve eleştirmen Tzvetan Todorov, Metis Eleştiri’den yayımlanan zihin açıcı kitabı “Fantastik”te; fantastiğin okuyucunun hayalinde gerçek dışı sahneler canlandırıp onlara inanılabilecekleri bir özellik kazandırma gücünde olduğunu düşünür. Todorov’a göre fantastik kimi zaman olağanüstü güzel ve şaşırtıcı, kimi zaman da gerçek olma olasılığını yaratacak şekilde garip ve huzursuz edicidir. Fantastik unsurlar zihni bulutlandırabilir. Neşe Koçak’ın anlatımı gerçek ve hayal arasındaki o ince eşiğe uğramamızı sağlıyor. Kısa ve yoğun, gerçekle hayal arası gidiş gelişlerden kaynaklanan gerilim ve gizem okuru aktif kılıyor.

Kitabı farklı kılan bir diğer nokta ise, öykü aralarında, yazarın heykel görsellerinin yer alması. Yazarın kısa biyografisinde, kitaptaki heykel görsellerinin, öykülerindeki kahramanların kısmen somutlaşmış ön izlemeleri olduğu belirtilmiş.

“Uygunsuzlar isimli kitabımı yazma aşamasında, öykü karakterlerinden aldığım ilhamla, aynı adlı bir seri heykel çalıştım. Öykülerin arasına serpiştirilmiş seramik heykel görselleri, bu seriden seçkilerdir. Heykellerde, öykülerimde sık kullandığım özgürlüğü simgeleyen kuşlardan yola çıkarak, delileri simgeleyen yarı soyut insan bedenlerine kuş başları ve kanatlar yerleştirdim. Böylece aklın sınırlarını aşarak özgürleşen Uygunsuzlar’ı anlattım,” diyor Neşe Koçak bu özgün tutumuyla ilgili olarak.

Uygunsuzlar’daki öyküler kendi içimize bakmaya yönelik çağrısı ve sakladığımız duyguları açıklamaya yönelik cesaret veren sesiyle daha çok okunmayı ve üzerine konuşulmayı hak ediyor. 

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (22 Mayıs 2020)

Yorum yapın