Değirmenlere karşı söylenen şarkılar ve Ortaçgil | Can Öktemer

Mayıs 24, 2018

Değirmenlere karşı söylenen şarkılar ve Ortaçgil | Can Öktemer

Mahmut Çınar’ın Ortaçgil’le yapmış olduğu uzun söyleşilerden oluşan kitabı ‘Bu Su Hiç Durmaz’ geçtiğimiz günlerde İnkilâp Yayınları tarafından yayımlandı.  ‘Bu Su Hiç Durmaz’da  medyada görünmekten ve söyleşi vermekten pek hoşlanmadığını bildiğimiz Ortaçgil, hayatını, müziğe bakış açısını, ailesiyle olan ilişkisini açık sözlülükle Mahmut Çınar’a anlatmış. Ortaçgil, kitap boyunca kendi iç dünyasını, tutkuyla bağlı olduğu müziğe ve inatla kendi değerlerinden vazgeçmediği müzik anlayışını tıpkı şarkılarındaki samimiyetle satırlara düşürmüş. Burada şunu da söylemek lazım sanırım; bu kitap müzisyenler arası büyük ego savaşlarının sürdüğü, dağılan grupların, magazine gollük paslar atacak hikayelerin olduğu bir çalışma değil. Tam aksine 30 yıldır bildiği yoldan şaşmayan bir müzisyeninin hayata, aşka, müziğe olan bakış açısının bir özeti. Bununla beraber, Haydar Ergülen, Sezen Aksu, Jehan Barbur, Yekta Kopan ve Banu Güven gibi isimler de Ortaçgil üzerine yazılarıyla kitaba katkı sunmuşlar. Bu metinlerin haricinde okuyucuyu Ortaçgil’in el yazısıyla şarkı sözlerini not aldığı defteri ve daha önce hiç görmediğimiz fotoğrafları da yer alıyor.

‘Şarkılar Bir Oyundur’

Herkesin bildiği gibi Türkiye’de müziğe idealist bir şekilde bakıyorsanız bu idealin maddi anlamda bir geri dönüşü çoğu zaman olmayabiliyor. Müzik endüstrisinde oyunun kuralları bellidir. Bu oyunun dışında takılmak istiyorsanız da bunun bedelleri olacaktır. Ortaçgil de tüm müzik serüveni boyunca bu durumun sıkıntısını çekmiş bir müzisyen. Lakin  Ortaçgil, bu durumdan hiç şikayet etmemiş; samimiyetsiz bir müzik üretmek yerine, inandığı ve beğendiği şarkıların peşine düşmüş hep bir nevi ‘değirmenlere’ karşı söylemiş şarkılarını. Gerektiğinde gitar dersi vermiş, kitap çevirmiş vermiş ama müziğini basitleştirmemiş, samimiyetinin kaybolmasına izin vermemiş bir müzisyen. Bugün Türkiye pop müzik tarihinin mihenk taşlarından ‘Benimle Oynar Mısın’ mesela ilk yayımlandığı dönemde bugün için komik görünecek bir satış rakamı yakalamış. Gerçi bu durum Ortaçgil’in tüm müzik serüveni için geçerli olacak. Hiç bir zaman çok satanlar listesine girmeyecek ama şarkıları zamanı aşarak kalıcılaşacak. Mahmut Çınar’ın kitabından öğrendiğimiz gibi bu durum Ortaçgil, bilinçli tercihinden kaynaklanıyor aslında. Ana akım içerisinde olmak istemeyen, az ama nitelikli bir kitleye müzik yapmaya çalışmış hep Ortaçgil. Bununla beraber Ortaçgil, popüler müziğin ticaretle olan ilişkisini hiç göz ardı etmemiş ama hiç daha fazla kazanabilmek için türlü numaralara da yer vermemiş. Müziğe olan saygısı ve idealist duruşu sebebiyle, Türkiye’nin bütün kalburüstü müzisyenleri onun albümlerinde gönüllü olarak yer almışlar, konserlerinde çalmışlar.

 

‘Bir Tek Aşk Var’

Ortaçgil’in şarkılarında aşk mevzuları hep bir  adım önde olmuştur.  Ortaçgil, şarkılarında aşkın hep “tek kişilik bir düş” olduğunu; aşkın ancak sevgiye dönüşürse bir dengeye dönüşeceğini hatırlatıyordu. Bununla beraber aşkın insana iyi gelen tarifsiz güzelliğini de unutmuyordu parçalarında… Bir Eylül akşamı aynı posta kutusuna, değişik zamanlarda mektup gönderenleri, yalnız edilen bir kahvaltının, yalnız  yakılan sigaranın can sıkıcılığından, hayatın içindeki tüm bu ufak detayların bile “sensiz” bir anlamı olamayacağını, aşık olmanın insan “çığlık çığlığa” bir duygu yarattığını, etraftaki seslerin, yüzdeki çizgilerin bile değişebileceğini, tüm sokakların sevgiliye çıkacağını, tüm şarkıların sevgili için yazılacağını ve bütün bu coşkun ruh halinin sonunda sevgilinin ismini duraklara, kaldırım taşlarına, hatta kirli araba camlarına bile yazdırabileceğini fısıldıyordu bizlere. Mahmut Çınar’ın kitabında, Ortaçgil yine hiç olmadığı kadar şarkıları ve aşk üzerine konuşmuş. Şarkılarını nasıl yazdığı, sözlerin çıkış noktasında hangi duyguların öne çıktığına dair de bilgiler vermiş.  Mesela Bu Su Hiç Durmaz’ın hikayesini şöyle anlatıyor Ortaçgil:

“Her şey devam eder, su yine akar, yine gider ve hayat sürer. Sen de istediklerini yapamayabilirsin ama hayat aktığı için onunla beraber akarsın. Bir tür kabulleniş hüznü… Hayatta her zaman bir devinim vardır. Su zaten benim için bir hareket sembolü, o hareketin içinde sen de yürür gidersin. Bazen bir şey yapamazsın, bazen yaparsın. Bazen yaşar, bazen kaybolursun. Bazen başarırsın, bazen başaramazsın.”

Yazıyı biraz kişisel bir şekilde noktalamak istiyorum izninizle. Ortaçgil’i yaklaşık 12 yaşımdan beri aralıksız bir şekilde dinliyorum. Onun şarkıları benim hayatımın fon müziği adeta; aşık olduğumda, canım sıkıldığında, hayatım çıkmaz sokaklara sapınca hep onun şarkılarından destek almaya çalıştım, Ortaçgil, benim yerimde olsaydı ne yapardı diye düşündüm. Kulağa bayat bir romantizm olarak gelebilir ama ben onun şarkılarından çok şey öğrendim; en azından bazı duygularda yalnız olmadığımı onun da benzer sıkıntılardan geçtiğini bilmek beni iyi hissettirdi. Onun hayata bakış açısını kendime rol model olarak almaya çalıştım; onun insan ilişkilerini tarif ederken kullandığı “hiç oynamadık seninle” sözünü hiç aklımdan çıkarmadım mesela. Bu sebeplerden ötürü Ortaçgil’in hayatımdaki yeri hep çok bambaşka oldu. Dolayısıyla onun hakkında çıkan kitapları, röportajları ezberleyene kadar okumaya çalıştım. Hayata bakış açısını, kimleri dinlediğini hep çok merak ettim.

Mahmut Çınar’ın Ortaçgil’le yapmış olduğu uzun söyleşiler sonucu ortaya çıkan bu kitabı da heyecanla okudum. Kendisiyle hayata bakış açısında benzerlikler bulunca mutlu oldum, müziğe saygısına, tutkusuna, idealizmine bir kez daha saygı duydum.  Bu arada kitap sayesinde Ortaçgil’in yeni albüm çalışmasına başlamayı planlandığını da öğrendim; bu da son zamanların en güzel haberlerinden biri olsa gerek. Bu Su Hiç Durmaz, bugüne kadar Ortaçgil üzerine yapılmış en kapsamlı metin olabilir. Son zamanların en iyisi kesinlikle kaçmaz…

edebiyathaber.net (24 Mayıs 2018)

Yorum yapın