Budizm beyne uyarlandığında neler olabilir? | Serkan Parlak

Şubat 20, 2020

Budizm beyne uyarlandığında neler olabilir? | Serkan Parlak

Mutluluk, sevgi ve bilgelik üzerine nörobilimsel bir inceleme kitabı olan Buda’nın Beyni; Omega Yayınları etiketi ve Özlem Özarpacı’nın nitelikli çevirisiyle geçtiğimiz yıl yayımlandı. Kitabın Amerikalı yazarları nöroloji alanında uzman ve meditasyon öğretmenleri Rick Hanson ve Richard Mendius, aynı zamanda Nörobilim ve Derin Odaklanma Bilgeliği İçin Kaynak Enstitüsü’nün kurucu ortakları. Hemen her okur tarafından rahatlıkla kavranabilecek yalın dili ve kurgusuyla psikoloji, nöroloji ve derin odaklanma pratiklerini bir araya getiren kitabın temel sorusu şu: “Mutluluk, sevgi ve bilgelik gibi olumlu beyin fonksiyonlarını teşvik etmek ve güçlendirmek için zihninizi nasıl kullanabilirsiniz?”

Zihin doğası gereği ilişkiseldir, deyim yerindeyse beynin ve bedenin sosyal boyutudur. Başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler zihnin işleyişini belirler ve beyin sağlığının temelini oluşturur. Bu ilişkiler aynı zamanda beyindeki sinirsel bağlantıları da şekillendirir, yaşamımızı dengeler. Zihni, beyindeki enerji ve bilgi akışını düzenleyen ilişkisel süreç olarak da tanımlayabiliriz. Dikkatimizi odaklama ve zihinsel akışımızı sinir devrelerinde bilinçli olarak yönlendirme biçimimiz beyin aktivitelerimizi değiştirebilir. Bu durum olumlu biçimde gerçekleştiğinde dış dünyaya yönelik farkındalığımız ve mutluluğumuz artabilir. Şimdiye odaklanıp ön ve kalıp yargılarımızdan kurtulabilir, daha sağlıklı ilişkiler geliştirebiliriz.

Modern hayatta endişelerimiz arttı ve biçimleri değişti. Zihnimiz hep yoğun, özellikle çalışma hayatında baskı altında. Mutsuzuz, bu da bizi strese sokuyor. Bu karmaşa içinde ne zaman duracağız ve durunca ne yapacağız? Buda’nın Beyni bizi durup derin bir nefes almak, yavaşlamak, kendimizle ve çevremizle olan ilişkilerimizi dengelemek için iyileşmemizi sağlayabilecek nörolojik sebepler üzerine düşünmeye davet ediyor. Kitapta önerilen alıştırmalar bizi daha odaklanarak düşünmeye ve dayanıklı kılmaya yönelik. Uygulamaların olumlu etkileri bilimsel açıdan kanıtlanmış, ayrıca kitabın sonuna ek okumalar için geniş bir kaynakça eklenmiş.

Kitabın Dr.Daniel J.Siegel tarafından kaleme alınan nitelikli sunuş yazısında Buda’nın Beyni’nin okurların yaşamlarını ve insanlarla ilişkilerini iyileştirmek adına dikkatin gücünden yararlanmak için zihnimizi odaklanmaya davet olduğu belirtiliyor. Budist geleneklerdeki derin meditasyon pratiklerini nörobilim alanındaki modern yaklaşımlarla sentezleyen yazarlar, okurları adım adım ilerleten ve düşünmeye zorlayan nitelikli bir kılavuz oluşturmuşlar. Zihinsel akışımızı değiştirmek hayatımızı değiştirebilir, benliğimiz günde güne daha iyiye dönüşebilir. Nörobilim, psikoloji ve meditasyon konularında bir alt yapıya sahip olmasanız bile, kullanma kılavuzuyla birlikte verilmiş araç gereç kutusuyla sunulan Buda’nın Beyni bunu gerçekleştirmek için iyi bir seçim olabilir.

Buda’nın Beyni’nde modern zamanların temel dertlerinden olan stres, kötü ruh hali, dikkat dağınıklığı, ilişki sorunları, endişe, keder, öfke gibi zorlayıcı zihin halleriyle baş etmenin yollarını öğreniyoruz. Uygulamalar aracılığıyla zihin akışımızı denetlemek öncelikle modern hayatta temel ihtiyaçlarımızdan olan empati yeteneğimizi geliştirebilir, kalıp yargılarımızı azaltabilir; neşe, şefkat ve bilgi sevgimizi artırabilir; öncelikle daha iyi bir insan, ardından daha iyi bir toplumun önünü açabilir. Başlamak için neyi bekliyoruz? Kademe kademe daha iyiye doğru değiştiren araçlarla dolu pratik ve bilimsel bir rehber kitap var elimizde.

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (20 Şubat 2020)

Yorum yapın