Bu meyhanecinin anıları kültür sanat rehberi gibi

Şubat 4, 2020

Bu meyhanecinin anıları kültür sanat rehberi gibi

60’lı yıllardan itibaren Ankara’da çeşitli meyhane ve lokantaları işletmiş, bu dönem boyunca Ruhi Su’dan Ümit Yaşar Oğuzcan’a pek çok isimle ‘dostça sohbetler’ etmiş bir meyhaneci olan İlhan Altıntaş’ın senelere yayılan anıları “Dostça İlhan” adıyla kitap olarak yayımlandı.

1960-1995 seneleri arasında Ankara’da çeşitli lokanta ve meyhaneler işleten; müdavimleri ve dostları arasında Ruhi Su, Müzeyyen Senar, Metin Altıok, Hasan Hüseyin Kormazgil, Salih Kalyon, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi cumhuriyet tarihinin kültür, sanat, edebiyat hayatında derin izler bırakmış isimler yer alan İlhan Altıntaş’ın anıları yayımlandı. Geçen sene aramızdan ayrılan İlhan Altıntaş’ın, sağlığındayken oğluna aktardığı anılarının, oğlu İlkay Altıntaş’ın kalemiyle derlenmesinden oluşan ‘Dostça İlhan/Bir Meyhanecinin Anıları’ isimli kitap, Dorlion Yayınları’ndan çıktı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu İlkay Altıntaş, kitabı şu sözlerle özetliyor:

“Artvin’den Ankara’ya doğru sıyrılıp gelen bir hikâyedir bu. Hayatı avuçlarının içinde tutmaya çok küçük yaşta karar vermiş birinin, babamın hikâyesi. Seçtiği yolculuğa eşlik eden, rast gelen, yoldaşı olan dostlarını, dostça anlattı babam bu kitapta. İlk maaşını veren Nusret Uzgören’i, elbise dolabından çıkan Atatürk’ü, felsefe yaptığı Veysel Öngören’i, Boyabat’ta rakı içtiği Ahmet Muhip Dıranas’ı anlattı. Kahkahalarla güldüğü Ali Özoğuz’u, seslerinin önünde yerlere kadar eğildiği Behiye Aksoy’u, Abdullah Yüce’yi, Ruhi Su’yu, Müzeyyen Senar’ı, asker arkadaşı Ferit Edgü’yü, öğretmeni gibi gördüğü Şahap Sıtkı’yı, iyi resim çizer dediği Metin Altıok’u, sol yumruğunu öptüğü Hasan Hüseyin Korkmazgil’i, kadim dostu Salih Kalyon’u anlattı. Ümit Yaşar Oğuzcan’ı, Fikret Otyam’ı, Altan Erbulak’ı, Yıldırım Önal’ı, Nezihe Meriç’i, Salim Şengil’i, Mümtaz Sevinç’i unutmadı. Sayıp döktü, inci tanesi gibi hatıralarını. Ve daha nice inciler döküldü ceplerinden. Sözün kısası gökten üç elma düştü. Biri anlatana, biri yazana, biri de okuyana.”

edebiyathaber.net (4 Şubat 2020)

Yorum yapın