Boğaziçi Üniversitesi Yayınevinden Nâzım Hikmet üzerine yeni bir kitap

Ağustos 2, 2019

Boğaziçi Üniversitesi Yayınevinden Nâzım Hikmet üzerine yeni bir kitap

Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi bünyesinde Olcay Akyıldız ve Murat Gülsoy tarafından yayına hazırlanan Şiir Dünyadan İbaret: Nâzım Hikmet Üzerine Yeni Çalışmalar Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

“Şiir dünyadan ibaret” diyen Nâzım Hikmet, edebiyat serüveninin en başından itibaren her şeyin şiire mevzu olabileceği düsturu ile yazdı. Bu bağlamda “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” şiirinde ifade ettiği gibi gereksiz sanatlara başvurmadan “güneşin güneş gibi yükseldiği”, sözünü doğrudan söyleyen dizeler yazarken aşka, doğaya, teknolojiye, siyasete, tarihe dair meseleleri farklı sanat dallarından taşıyıp getirdiği deneysellikle harmanlayarak her zaman güncel kalabilen eserler verdi. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi de bu çeşitliliği ortaya koyabilmek için Nâzım’ın sadece şiirine değil tüm alanlardaki üretim ve faaliyetlerine odaklanan bir kitap hazırladı.

Üç bölüme ayrılan kitabın ilk yazıları Nâzım Hikmet’in son dönem şiirlerine odaklanıyor. Nâzım’ın tiyatro ile ilişkisinin şiirlerine etkisini ele alan Veysel Öztürk’ün “Gerçekçi Şiire Lirik Öz: Nâzım Hikmet’in Son Şiirlerinde Lirizm ve Melankoli” başlıklı yazısı Nâzım’ın son dönem şiirlerindeki değişimi ve lirizmin dönüşümünü Sovyet tiyatrosunun etkisi üzerinden değerlendiriyor. Erkan Irmak’ın “Majörler Tükendi, Minörlere Yolculuk: “Saman Sarısı”nda Ses ve Yol” başlıklı ikinci yazı ise bu dönem şiirleri arasında en öne çıkan “Saman Sarısı”nı ele alıyor.

Kitabın ikinci bölümü Nâzım Hikmet’in çok yönlü bir sanatçı oluşuna ve farklı türlerdeki üretimine odaklanan yazılardan oluşuyor. Murat Gülsoy Jokond ile Si-ya-u kitabını incelerken tartışmasını Nâzım’ın resimle olan ilişkisi ile bağlantılı olarak yürütüyor. Fakiye Özsoysal ve Esra Dicle, Nâzım Hikmet’in uyarlama oyunlarını ele alırken, Oğuz Makal şairin sinemadaki macerasını anlatıyor yazısında. Bu bölümdeki yazılar farklı türlerin etkileşimlerini de ortaya koyarak Nâzım’ı okura farklı çehreleri ile tanıtmayı ve türler arası ilişkileri tartışmaya açmayı hedefliyor.

Kitabın son kısmı ise Nâzım Hikmet’in Türkçe şiire etkisi meselesi etrafında şekillenen ve birbiri ile konuşan üç makaleden oluşuyor. Bu bölüm bir yandan şairin etkisi hakkında doğrudan kendi şiirleri üzerinden yorum yapan şairlere yer verirken, diğer yandan da Nâzım Hikmet’in edebiyat tarihinde ele alınış biçimlerini ortaya koyarak Nâzım etkisi meselesini şairin ideolojik ve estetik yönleriyle bir arada tartışmaya açıyor.

edebiyathaber.net (2 Ağustos 2019)

Yorum yapın