Biyografi türündeki boşluğu doldurmak için yola çıkan bir yayınevi: “Gerekli Kitaplar”

Ocak 15, 2019

Biyografi türündeki boşluğu doldurmak için yola çıkan bir yayınevi: “Gerekli Kitaplar”

Gerekli Kitaplar, yayın yaşamına 3 biyografi kitabıyla başladı.

Tanıtım bülteninden

Yaklaşık iki yıllık hazırlık sürecinin ardından Ocak 2019’da yayın hayatına başlayan Gerekli Kitaplar Türkiye’de “biyografi” türündeki boşluğu doldurmak için yola çıktı.

Edebiyata, sinemaya, müziğe, felsefeye, bilime, spora ve tarihe yön veren önemli kişilerin yaşam öyküleri Gerekli Kitaplar’ın kataloğunu dolduracak.

Yayınevinin kadrosu yetkin yazar, çevirmen ve akademisyenlerden oluşurken, kitap kapaklarını Türkiye’nin en iyi illüstratörleri resimliyor.

15 Ocak’tan itibaren raflarda olacak ilk üç kitabımız ise şöyle:

Ursula K. Le Guin: Başka Hayatlar Yaşamak

Yazar: Seran Demiral

“Söz sessizlikte, ışık karanlıkta, yaşam ölürken; bomboş gökyüzünde uçarken parlar atmaca.”

Hugo ve Nebula Ödülü sahibi, 1929 doğumlu Ursula Le Guin. Feminizmin anlatılabileceği yepyeni alanlar icat eden bir yazı ustası. Yerdeniz serisi, Mülksüzler, Karanlığın Sol Eli ve daha birçok eseriyle okurlarına “başka hayatlar” yaşatan bir edebiyat büyücüsü.

Bazen bir yazar okursunuz, hayatınızın sonuna kadar o yazar size yoldaş olur. Ülkemizde de çok sevilen Le Guin’in hayatını, eserlerini, bu değerli yazarın üslubunu, ilgilendiği konuları nasıl ele aldığını Seran Demiral güzel Türkçesiyle sizlere anlatıyor. Bilimkurguyu feminizmle tanıştıran yazar olarak tanımlanan Ursula Le Guin ve edebiyatı hakkında kaynak bir eser olan bu kitabın her cümlesinde Seran Demiral’ın Le Guin’e olan sevgisini görecek, özgünlüğünü her zaman koruyan bir sanatçının hayatını kitaplarıyla birlikte okuyacaksınız.

Bir akademisyen ve romancı olan Seran Demiral’ı, panellerde ve konferanslarda Ursula K. Le Guin hakkında konuşurken dinlemenin ne kadar keyifli olduğunu tahmin edemezsiniz! Demiral’ın  “Hocalık yapıp yazarlık atölyeleri düzenlemiş, yazmaya dair kılavuz niteliğinde çalışmalara da imza atmış, çok sayıda dil bilen ve Latin dillerinin çoğunun edebiyatı üzerine eleştirmenliğe soyunan, kendisi yeni diller kurgulayan, edebiyatını ise kelimenin diliyle sınırlamayıp imgelere, seslere, bilime ve sanata başvuran çok yönlü, çok katmanlı bir yazar Le Guin.” diye tanımladığı Le Guin’in yaşamını eserleri üzerinden değerlendiriyor bu kitabında.

Stefan Zweig: Edebiyat Dehası

Yazar: Nermin Sarıbaş

“İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ.”

Gençlik yıllarının coşkun dünyasından trajik ölümünün distopik atmosferine kadar pek çok uzamı deneyimleyen Zweig, eserleriyle Batı medeniyetinin yıkıma doğru ilerleyişini kayıt altına aldı. Yarattığı karakterler üzerinden insanın en derindeki katmanını keşfetmeye çalıştı. Edebiyata tutkuyla, yaşamını bu tutkunun etrafında biçimleyecek kadar bağlıydı. Çok sayıda şair ve yazar arkadaş edindi, sanatın hemen her dalıyla uğraştı, durmadan yazdı ve savaşın karanlığı bütün dünyayı boğmaya hazırlanırken erdemli insanın bu karanlığı dağıtacak tek etken olduğunu cesurca, defalarca söyledi.

Son yıllarda ülkemizde en çok okunan yazarların başında gelen Zweig’ın hayatında çoğumuz ayrıntılı bilgilere sahip değiliz. Nermin Sarıbaş’ın uzun bir araştırma sonrası kaleme aldığı bu metin, Zweig’ın başlı başına bir anlatı olan yaşamını, yolculuklarını, sanat uğraşlarını dönemin sosyal ve siyasal ortamını göz ardı etmeden, bütüncül bir perspektiften yansıtıyor ve yazarın pek çok eserinin estetik ve psikolojik kaynaklarının izini sürüyor.

Lefter Küçükandonyadis: Efsaneler Ölmez

Murat S. Dural’ın hazırladığı kitap Lefter’in efsane yaşamına, futbol kariyerine odaklanıyor. Kendisi de koyu bir Fenerbahçeli olan Dural camianın içinden gelen, aynı zamanda birçok kitap projesinde yer alan kalemi güçlü bir yazar.  Lefter’in, namıdiğer Ordinaryüs’ün futbola nasıl başladığından tutun, dönemin siyasi çalkantılarına ve Rumlara yönelik faşist ayaklanmalara kadar birçok gerçeğe ışık tutuyor bu kitap.

“Fenerbahçe formasını sırtımda değil, başımda taşıdım.” 

Türk futbolunun efsane ismi Lefter Küçünandonyadis 22 Aralık 1925’te Büyükada’da doğdu. Lefter’in asıl ismi olan Eleftherios Rumcada “Özgür” demekti. Futbola çoraplar ve gazetelerle yaptığı toplarla, abisinden dayağı yiyeceğini bile bile kaçırdığı meşin yuvarlakla başladı. Ömrünün büyük bir kısmını Fenerbahçe ve Milli Takım için ter dökerek geçirdi.

Peki neydi Lefter’i efsane yapan? Hangi koşullarda futbol oynadı?

Fenerbahçe onun için ne demekti?

Türk futbol tarihinde ismi altın harflerle yazılan bu efsane oyuncunun yaşam öyküsünü Murat S. Dural’ın ağzından okumaya hazır mısınız?

edebiyathaber.net (15 Ocak 2019)

Yorum yapın