Becerikli olmayabilirim ama şeytanlık kıvamında | Ayten Kaya Görgün

Şubat 22, 2018

Becerikli olmayabilirim ama şeytanlık kıvamında | Ayten Kaya Görgün

Doğum iznindeyken şunu fark ettim ki, ben ev kadını olmak için yetiştirilmemişim. Yok bu cümle yanlış oldu. Annem, komşular, babam bilcümle akrabalar hatta devlet erkanı iyi bir ev kadını olmam için el birliğiyle uğraştılar. Ancak kabım ev kadını olacak kaplardan değildi. Doğum sonrası apartmandaki becerikli, profesyonel ev kadınlarıyla haddimi bilmeyip aşık atmaya kalktım. Kabımı unutup kendimi onun içine tepiştirme uğraşıları sonucunda, altıncı ayda tepemden pörtleyip saç kıran oldum. Hele bir akşam kocam elinde market poşetleriyle gelip

“İstersen bir bakıcı bulalım da sen işe başla. Ben eve geldiğimde kapıyı tanımadığım suratsız bir kadın açıyor.” dediğinde tokat yemiş gibi oldum. Sonra şapkamı çıkarıp mutfak masasına koydum. Düşündüm. Düşündüm. Kocama dedim ki “Bakıcı istemiyorum, altı ay daha işe gitmeyeceğim sıfır üç yaş çok önemli. Kitaplar öyle yazıyor…”

Ertesi gün komşuların toplandığı eve çocuğumu alıp gittim. Çaylar, kekler, börekler ikram edilmişken ayağa kalktım, boğazımı temizledim, “Değerli komşularım, sevgili hanımlar bugünden itibaren yarıştan çekiliyorum.” dedim.

Kimini öksürük tuttu kimi elindeki çayı dökecek kadar şaşırdı, “Ne yarışı?” dediler.

“Her geldiğimde önüme en az iki çeşit hamur işi koyuyorsunuz; eviniz her daim derli toplu, makyajınız, saçınız yerli yerinde. Ben bundan böyle evimi sizin evleriniz kadar temiz tutmaya uğraşmayacağım. Bana geldiğinizde kısmetinizde ne varsa önünüze onu koyacağım. Bazen de saçlarım dağınıkken kapıyı açacağım. Kısacası siz ne derseniz deyin ben yarışta yokum.”

Oooh öyle bir rahatladım. Saçkıran olan yere de anneme uyup sarımsak sürdüm.

Komşularla ilişkileri yine ayarlayamadım. Bir komşum var, beş numarada oturuyor, adı Sevgi. İlkin çok hoşuma gitmişti yaptığı her şeyden bir tabak getirmesi. Sonra kocam bir gün yemek masasında,

“Ya bu kadın ne yaparsa çok lezzetli yapıyor.” demez mi?

Duruma müdahale etmem gerekiyordu. “Sevgi Hanım elinize sağlık, çok teşekkür ediyorum. Yalnız siz ne getirirseniz kocam lezzetli buluyor. Bakın evliliğim sizin yüzünüzden mutfaktan başlayarak sallanıyor.”

Kadını uyarmama rağmen yine tabak tabak getirmeye devam ediyor. Kapısını ikinci kez çaldım. “Sevgi Hanım madem getireceksiniz bana bir porsiyon değil iki porsiyon getirin ki ben yanına bir çeşit yapayım. Mesela pilav mı getireceksiniz, bir değil iki kişilik getirin, ben yanına bir şeyler ayarlarım.”

Kadın melek gibi, itiraz etmeyip bu kez iki kişilik getirmeye başladı. Bende beceriklilik yok ama babamın dediği gibi şeytanlık çok. Bir akşam yine Sevgi Hanım’ın bol kepçe mutfağından gelen çorbayı kendi tencereme boşaltıp masaya öyle getirdim.  Kocam ağzını şapırdatarak “Valla Aysel kendini aşmışsın.” dedi. “Afiyet olsun.” dedim. Becerikli olmayabilirim ama şeytanlık kıvamında.

Ayten Kaya Görgün – edebiyathaber.net (22 Şubat 2018)

Yorum yapın