“Atrée ve Thyeste Trajedisi”: Voltaire’in gölgesinde kalmış bir yeteneğin başyapıtı

Eylül 21, 2017

“Atrée ve Thyeste Trajedisi”: Voltaire’in gölgesinde kalmış bir yeteneğin başyapıtı

Prosper Jolyot de Crébillon’un, “Atrée ve Thyeste Trajedisi” adlı eseri İlkay Atay çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım metninden: 

Edgar Allan Poe’nun “Çalınan Mektup” öyküsünde atıfta bulunduğu Atrée ve Thyeste Trajedisi, yeteneği Voltaire’in gölgesinde kalmış Fransız tragedya yazarı Prosper Jolyot de Crébillon’un başyapıtıdır.

Düğün gününde karısı ve kardeşi tarafından aldatıldığı için intikam arzusuyla gözü dönmüş tiran Atrée, kardeşinden intikam almaya oğlu Phlisthène’i gönderir fakat Phlisthène öldürmesi gereken adamın kızına âşık olunca erdemi ve aşkı arasında seçim yapmak zorunda kalır. Kral babasına sadakati ve sevdiği kıza duyduğu aşk arasında bocalayan mutsuz bir prensin intikam, sadakat, aşk, ensest ve cinayetle içe içe geçmiş trajik hikâyesidir anlatılan.
İsterim ki intikamım günahlarla alınsın. Ona yaşam bahşettiğim tüm saatler bana geri ödensin. Dünya onaylamasa da böylesi ölümcül bir tasarıyı, tatlıdır bana akıtmak rakibimin kanını!
Edgar Allan Poe’nun “Çalınan Mektup” öyküsünde atıfta bulunduğu Atrée ve Thyeste Trajedisi, yeteneği Voltaire’in gölgesinde kalmış Fransız tragedya yazarı Prosper Jolyot de Crébillon’un başyapıtıdır. Tragedyaya ilk defa terör temasını sokmuş olan Crébillon, XVIII. yüzyıl Fransa’sının otorite eksikliğinden doğan iç sarsıntılarını, dönemin ahlaki çöküntüsünü ve siyasi kutupları arasında yaşanan fikir ayrılıklarını Atrée ve Thyeste’in kanlı taht kavgasında sahneye taşımakla kalmaz, ayrıca kendi siyasi görüşünü de Phlisthène’in ağzından dile getirerek monarşinin korkunç yüzünü ifşa eder…

Prosper Jolyot de Crébillon

15 Şubat 1674 Dijon doğumlu trajedi yazarıdır. Onu, Racine trajedisini taklit eden çağdaşlarından ayıran en önemli iki eseri Atrée et Thyeste (1707) ile Rhadamiste et Zénobie (1711) metinleridir. Mme de Pompadour tarafından aylığa bağlanıncaya dek ömrünün büyük bir bölümünü fakirlik içinde geçirmiştir. Paris’in edebi camiasında alışılageldiği üzere kahvehane kültürünü benimsememiş ve sokaktan topladığı hayvanlarla bir çatı katında yaşamını idame ettirmiştir. Yalnızlığı tercih etmesi sebebiyle birçok çağdaşının düşmanlığını kazanmıştır. Bunlardan en önemlisi, dönemin aydınlık ismi Voltaire ile arasında süregiden gerilimdir. Monarşinin çözülme döneminde yaşamış olan Crébillon’un eserlerinde terör duygusu çoğu zaman trajik hissiyatın önüne geçmiştir. 1731’de Akademi üyeliğine seçilmiştir. 17 Haziran 1762’deki ölümünün ardından Paris’te Crébillon’un onuruna Akademi üyelerinin, önemli yazarların ve birçok oyuncunun katıldığı ve kilise çevrelerinde ciddi bir skandala sebep olan büyük bir cenaze töreni düzenlenmiştir.

İlk 16 sayfa için>>>

edebiyathaber.net (21 Eylül 2017)

Yorum yapın