Asur tarihini aydınlatan Ziyaret Tepe Kazısı’nın kitabı raflarda

Mart 30, 2017

Asur tarihini aydınlatan Ziyaret Tepe Kazısı’nın kitabı raflarda

1490687805_Dori_Kiss_Kalafat_John_MacGinnis_Kemalettin_KorogluTimothy Cecil Matney, John MacGinnis, Dirk Wicke ve Kemalettin Köroğlu’nun yazdığı “Ziyaret Tepe – Asur İmparatorluğu’nun Anadolu Sınırlarını Keşfederken”, Can Kantarcı çevirisiyle Tekfen Vakfı tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Tekfen Vakfı tarafından yıllarca desteklenen, Asur İmparatorluğu’nun Dicle bölgesindeki eyalet merkezlerinden biri olan Tuşhan’ın M.Ö. 8 yüzyıla ait kalıntılarına ev sahipliği yapan Ziyaret Tepe kazı çalışmaları, “Ziyaret Tepe – Asur İmparatorluğu’nun Anadolu Sınırlarını Keşfederken” isimli kitabı ile raflarda yerini aldı.

Tıpkı bölgedeki birçok diğer kazı gibi, Ilısu Barajı’nın tamamlanmasıyla su altında kalacak olan ören yerinin kurtarılmasına yönelik olarak gerçekleştirilen bu kazının hemen ardından başlayan kitap çalışması, Asur medeniyetinin kültürel mirası hakkında daha çok bilgi vermek, bilinç kazandırmak, evrensel tarihimize ışık tutmak ve topraklarımızın kültürel zenginliğini gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla, tarih severlerle buluşuyor. Kitap, Tuşhan şehrinin gündelik yaşantısını, bir kazının A’dan Z’ye bileşenlerini ve öyküsünü yüzlerce fotoğraf ve uzman arkeologlar tarafından kaleme alınan metinlerle gözler önüne seriyor.

Bu kitap, Tuşhan’ı keşfe bir davet”

“Ziyaret Tepe – Asur İmparatorluğu’nun Anadolu Sınırlarını Keşfederken” ismiyle çıkan kitabın yazarlarından, aynı zamanda Ziyaret Tepe kazısının direktör ve Cambridge Üniversitesi’nden Dr. John MacGinnis: “Bu kitap, sizi o zamana dek dünyanın gördüğü en büyük imparatorluk olan Asur İmparatorluğu’nun eyalet başkentlerinden birini keşfetmeye Tuşhan’a davet ediyor. Burada yaptığımız 18 yıllık çalışma sonucunda; bir yandan valinin sarayı, seçkinlerin konutları, erlerin kışlaları gibi yapıları ortaya çıkarırken, diğer yandan da imparatorluğun M.Ö. 9. yüzyılın başlarındaki genişlemesinden çöküşüne kadarki bütün tarihinin izini sürdük. Ortaya çıkan pek çok olağanüstü buluntu arasında daha önce bilmediğimiz ancak bundan 2500 yıl önce konuşulan bir dilin varlığına işaret eden, çiviyazısıyla yazılmış bir kil tablet de bulduk. Sarayda bulduğumuz tablette Tuşhan’a getirilen 60 kadının bildiğimiz herhangi bir dile ait olmayan isimleri yazılıydı.”

“Serüvenin bir parçası olmak”

Tekfen Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dori Kiss Kalafat: “Bu projeye en başta maddi destek sağlayarak dahil olduysak da kendimizi kısa sürede olağanüstü heyecanlı bir zaman yolculuğunda bulduk. Kazı Başkanı Akron Üniversitesi’nden Profesör Timothy Matney ve dostum John MacGinnis her yıl kazı bitiminde eve dönüş yolunda bize uğrayarak, kazıdaki gelişmeleri, yeni buluntuları bizlere büyük bir heyecanla anlattılar ve bizleri de bu serüvenin bir parçası haline getirdiler. Biraz da sıkıcı ders kitaplarından bildiğimiz binlerce yıllık tarih, gözümüzde gerçek insanların hikâyeleriyle canlandı. Bu hikayelerden bende en çok iz bırakan, saray memuru Mannu-ki-libbali’nin feryat dolu ve anlaşıldığı üzere hiçbir zaman saraydan çıkamayan mektubu oldu:

“Hele şunlara gelecek olursak: Asurlu ve Arami katipler, kohort komutanları, memurlar, bakırcılar, demirciler, araç gereç, teçhizat temizleyenler, marangozlar, yaycılar, okçular, dokumacılar, terziler, tamirciler, hangi birine gideyim?.. Biri bile yok ortalıkta. Nasıl emir vereceğim?.. Elimde listeler yok ki. Neye göre toplayacaklar onları? Bunun sonunda ölüm var. Kimse [kaçamayacak]. İşim bitti benim de!” dedi.

edebiyathaber.net (30 Mart 2017)

Yorum yapın