Anıl Mert Özsoy’a 6 soru | Can Öktemer

Aralık 7, 2018

Anıl Mert Özsoy’a 6 soru | Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Gaston Bachelard’ın kaleme aldığı, Alp Tümertekin’in çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından yayımlanan Mekanın Poetikası’nı okudum. Mekan ve bellek üzerine düşünen insanlar için kesinlikle çok önemli bir metin. Kişinin mekanla, mekanın kişiyle olan ilişkisi üzerine birçok açmaza yanıt olabileceğini düşünüyorum.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Şöyle bir alıntı paylaşmak isterim: “Doğduğumuz ev, anıların ötesinde, fiziksel olarak içimize kaydedilmiştir… Aradan yirmi yıl bile geçmiş olsa, bilmediğimiz onca merdiveni çıkmış da olsak, çıktığımız ‘ilk merdiven’in reflekslerine yeniden kavuşuruz… Evin varlığı da bize, bizim varlığımıza sadık kalarak tümüyle açılır. Gıcırdayan kapıyı aynı el hareketiyle iteriz, uzaktaki tavan arasına ışığı yakmadan gideriz. En küçük kapı mandalıma bile elimizle koymuş gibi ulaşırız…”

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Yaptığım iş gereği her an kitaplarla, kitap ekleriyle ve sosyal medya ile iç içeyim. Bu durum kişisel okuma serüvenimi yer yer olumsuz anlamda etkiliyor. Bu olumsuzluktan kaçmak için kendimi sık sık kitapçılara atarım. Edebiyatın en büyük hikmetinin dil olduğunu düşündüğüm için dost meclislerinde dilimize dolanan kitapları mutlaka okumaya çalışırım. Takip ettiğim belli başlı yayınevleri var. Son zamanlarda edindiğim bir alışkanlık da yazarların külliyatlarını okumak. Ez cümle, sezgilerim, takip ettiğim yayınevleri ve dost meclisi okumalarıma yön veriyor.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Çok etkilendiğim kitaplar elbette oldu ama o eserleri sahiplenmeyi hiç düşünmedim. Bu noktada geçmişte kaleme alınmış iyi metinlerin genç kuşaklara bir yol işaret ettiğini kabul edip buralardan kendi adımlarımızla yürümenin daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Lise yıllarımda şiir yazıyordum. Üniversite zamanlarımda ise öykü yazmaya başladım. Yazdıklarımı farklı sanat disiplinlerinde eserler veren arkadaşlarımla ve ağabeyimle paylaşıyorum. Onlardan gelecek eleştirileri önemsiyor ve metne bir de onların gözüyle bakmaya çabalıyorum.

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Gürültülü ve kalabalık yerlerde herhangi bir şekilde metinle ilişki kuramıyorum. Mutlak sessizlik, yalnızlık ve kapısının kapalı olduğuna emin olduğum bir odaya ihtiyaç duyuyorum. Çokça sigara ve kahveye maruz kalıyorum. Doğu kültürüne karşı oldum olası ilgim vardır, yazarken olabildiğince enstrümantel doğu ezgileri dinliyorum. Bunca ritüelin ardından içime sinecek bir paragraf yazdığımda da çocuklar gibi sevinip bir sigara yakarak keyfini çıkarmaya çalışıyorum.”

edebiyathaber.net (7 Aralık 2018)

Yorum yapın