Abdullah Ataşcı’ya 6 soru | Can Öktemer

Eylül 21, 2018

Abdullah Ataşcı’ya 6 soru | Can Öktemer

Hazırlayan: Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Byung-Chul Han’ın Şeffaflık Toplumu adlı kitabını okudum. Ezber bozan her türlü metin iyidir, bu kitap da onlardan biri… Yazarın bütün kitaplarının böyle bir gayesi olduğunu belirtmeden geçmemeliyim. Byung-Chul Han, Şeffaflık Toplumu’nda okuyucuya, şeffaflığın ne menem kötü bir şey olduğunu; pornografiyle, şiddetle, panoptikonla, neoliberalizmle, hiper-enformasyonla ilintili olduğunu, bu yüzden artık bir ideolojiye dönüştüğünü; bunu hem sanat hem de hayat üzerinden örneklerle, etkili bir şekilde gösteriyor.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Kitapta altını çizdiğim çok cümle oldu. Onlardan birkaçını söyleyebilirim. “Hizaya getirmenin yeni adı; Şeffaflık.” (s.16), “Şeyler karanlığın içinde değil, aşırı ışık altında ortadan kaybolmaktadır.” (s.28), “Şeffaflığın rayihası yoktur.” (s.50), “Şeffaflık toplumu, sadece hakikaten değil görünüşten de yoksundur.” (s.61)

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Yazar arkadaşlarım, çok iyi birer okuyucu olduklarından onların tavsiyeleri benim için önemlidir. Bazen kitapçılarda daha önce okumadığım, özellikle yeni yazarların kitaplarını karıştırırım. Bazı kitaplar hayal kırıklığı yaratsa da bu yolla iyi metinlerle karşılaşmak oldukça keyiflidir benim için. Kitap eklerini eskisi gibi takip edemiyorum artık. Eskiden çok daha önemliydi şüphesiz ama beni en fazla hayal kırıklığına uğratan da onların işaret ettiği kitaplar oldu.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Ben bu duyguyu en çok Hasan Ali Toptaş’ın Yalnızlıklar’ını okuduğumda yaşadım diyebilirim. Harf harf yazmaya başlayıp da kelimelerin hevesiyle yol almaya çalışırkenki o ilk zamanlarda pek çok kitap için böyle hissetmemek mümkün değildir ancak Yalnızlıklar hakikaten özel bir metindir, bana göre.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

İlk yazdıklarımda edebiyat öğretmenimin bütün okula gösterdiği apaçık arzu vardır. O istedi, diye yarışmalara katıldım, yazdığım metinleri sınıfta iki üç kez üst üste okumak zorunda kaldım, hiç düşünmediğim konular için bile elime kalem aldım. Öğretmenimin ve arkadaşlarımın bakışları ve alkışları yazmaya giden o yolda beni en çok motive eden olay olmuştur belki de…

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Odamda yazıyorum ekseriyetle. Yazarken de bana gerekli olan mutlak sessizlikten başka hiçbir şey istemem.

edebiyathaber.net (21 Eylül 2018)

Yorum yapın